Selam ile…

Selam ile…
Nedendir bilmem, millet olarak efkarlı bir milletiz. Sürekli, bardağın boş tarafını görür, dolu tarafını görmezden geliriz. Oysa, bardağın dolu tarafını görerek; “Yarısı boş bardak” yerine “Yarısı dolu bardak” demek de mümkündür.
Diğer yandan sürekli sızlanırız da olumsuz bulduğumuzu, olumsuz gördüğümüzü olumluya çevirmek ve dönüştürmek için gayretimiz ve tavrımızı ortaya koymayız.
Oysa çok iyi biliriz ki, sabaha kadar sızlansak, şikayetçi olduğumuz yanlışın, haksızlığın veya kötülüğün kendiliğinden ortadan kalkması söz konusu değildir.
Bu konuda Rabb’imizin ölçüsü; “Bir kavim kendi halini değiştirmeden Allah onların halini değiştirmezdir.
Karanlığın cehalet olduğunu, hakikatı örten ve inkar eden bir hal olduğunu karanlığı aydınlıkla değiştirmenin yolu ve yönteminin hakikat bilgisine talip olma ve hikmete ulaşmadan geçtiğini fark etmeliyiz.
Onun içindir ki, “Karanlığa küfretmektense aydınlık için bir mum yakmak gerekir’ denmiştir.
Bilmemiz gereken bir başka husus; mum kendisi erirken etrafını aydınlatır ve mum dibine ışık vermez. Yani etrafımızı aydınlatabilmemiz için kendimizin erimesi gerekir. Bu aydınlatmadan kişisel ve kısır menfaat beklentimizin olmaması gerekiyor.
Aydınlık günlere ve topluma ulaşabilmemizin yolu, mumlar olmamızdan geçer. Fakat, mum olma; birlik ve beraberlik içinde olmalıdır.
Unutmayalım ki, tek başınalık ve dağınıklık aydınlatmaya ve aydınlanmaya giden yolumuzda en büyük engeldir.
Aydınlığa giden yolda birleşebilmemiz ve mumlar olabilmemiz ümidiyle şimdilik hoşça kalın…