Bismillah tükenmez bir hazinedir. Arşı ferş ile bağlayan kopmaz bir iptir. Kur?an?da en çok tekrar edilen ayettir. Yüz on üç surenin başında, bir surenin de içinde olmak üzere yüz on dört defa tekrar edilmektedir. Bu kadar çok tekrar onun ne kadar önemli bir ayet olduğunu göstermektedir.

Bismillah her hayrın başıdır dedik. Evet her hayırlı işe besmele ile başlamayı Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ferman etmekte ve besmele ile başlamayan her işin sonunun kesik olduğunu bildirmektedir. ?Şu mübarek kelime İslam nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır. (devamlı tekrar ettiği dilinin zikridir.) Bismillah ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket?? (Sözler, s.11)

Besmele İslam?ın nişanıdır. Her hayırlı işe onunla başlanır. Çünkü insan aczini ve fakrını besmele ile Allah?a arz eder. Kendi gücünün ve kuvvetinin ihtiyacını karşılamaya yetmediğini, ihtiyaçları gideren Allah?a elini açtığını, ona yalvardığını, ihtiyaçlarını karşılamasını istediğini besmele ile arz eder. İnsanın elindeki kuvvet, elindekini ağzına götürmek için bile kafi gelmezken, nihayetsiz ihtiyaçlarını karşılamaya hiç yetmeyecektir. Öyleyse her şeye gücü yeten bir ?Kadiü?l-Hacat?a durumunu arz edecektir. İşte o arz etmenin formülü besmeledir.

Bu durum, kainattaki genel akışa uygun davranmaktır. Kainattaki bütün varlıklar bismillah diyerek hareket etmektedir. Ağaç ve bitkilerin nazik kökleri sert toprak ve taşı delmek için bismillah diyor ve o sert toprak ve taşı delip geçiyor. Ağaçların her yaprağı bismillah diyor. Yazın o şiddetli sıcağına karşı o nazik yapraklar aylarca dayanabiliyor. Kısaca bütün varlıklar bismillah diyor ve onun emrine uygun hareket ediyorlar. Bu genel gidişata insanın uymaması, işlerinde besmeleyi söylememesi büyük bir eksiklik olur. Genel akışın tersine hareket etmek olur. Yeryüzünün halifesi olan insana bu yanlış ve ters davranış yakışmaz. Öyleyse o da her işine başlarken besmele ile başlamak durumundadır.

Bir ibret levhası olarak anlatılır. İbrahim Edhem Hazretleri bir köle satın alıp azat etmek ister. Gidip köleyi satın alır ve ona sorar.

Halin nasıldır?

Köle cevap verir: benim ne halim olacak. Ben bir köleyim. Efendim nasıl isterse benim halim odur.

İbrahim Edhem tekrar sorar: Peki ne istersin?

Köle cevap verir: Kölenin ne isteği olabilir. Benim isteğim, efendimin isteğidir. O ne isterse ben onu yerine getiririm. Kölenin efendisine itirazı olamaz.

Bu cevap karşısında İbrahim Edhem Hazretleri kendi kendine şöyle der. Ey İbrahim! Kulluğu şu köleden öğren. Efendisine bağlılığı şu köleden öğren. Efendisinin emrine itaati şu köleden öğren.

Allah?ın emrine amade olmakta bin bir bahane ileri sürmek, ibadetleri yerine getirirken hem isteksiz hem de bahanelere sığınmak kulluğa yakışmıyor. Kul yani Allah?ın kölesi. Bir kölenin efendisine bağlılığı kadar Allah?ın emrine itaatli ve amade olsa yeryüzü Cennet?e döner. Huzur ve mutluluk yeri haline gelirdi.

[email protected]