Okumuş Cahille Mücadele etme, enerjini boşa harcarsın. Onların en belirgin özelliklerinden biri, kendi fikirlerini sorgulamaya kapalı olmalarıdır. Onlar için bilgi, ezberlenmiş ve mutlak doğru kabul edilmiş bir dizi yargıdan ibarettir. Yükseldikçe alçalırlar…

Merhaba Değerli okurlarımız.

Bilirsiniz benim bir Hayal Amcam var. Arada oturur sohbet ederiz. Bana yazılarımda ilham verir. Uzun zamandır da uğramıyordu. Dün gece Cemiyette çalışırken, geç vakit kapı çaldı. Bu saatte kimdir bu diye kapıyı açtığımda, aman Allah'ım karşımda Hayal Amca… Saç sakal bembeyaz olmuş, elinde baston…

Hasretle sarıldık birbirimize, hal-hatır muhabbet... “Uzun zaman oldu oğul, seni çok özledim ama bir türlü gelemedim. Sen de saç sakalı bembeyaz etmişsin. Yıllar ne kadar da hızla akıp gidiyor…” Muhabbet muhabbet üstüne… Neyse Hayal Amca gelir de boş gelir mi…

“Bak oğul, bir daha gelebilir miyim, geldiğimde seni bulabilir miyim bilmiyorum ama sana bir şey anlatacağım, beni iyi dinle: Okumuş Cahille Mücadele etme, enerjini boşa harcarsın” diyerek başladı söze Hayal Amca…

“Hayatımızın çeşitli alanlarında, bilgi sahibi olduğunu iddia eden ancak eleştirel düşünceden uzak, dogmatik ve önyargılı insanlarla karşılaşırız. Halk arasında sıkça kullanılan "okumuş cahil" tabiri, tam da bu kişileri tanımlar ve bu tür kişilerin makamları yükseldikçe kendileri alçalır.

Diploma sahibi olmak, çeşitli eğitim kurumlarından geçmiş olmak, bu kişilerin sığ ve katı düşüncelerini değiştirmez. Aksine, edindikleri yüzeysel bilgiler ve unvanlar, onları kendi doğrularının mutlaklığına daha da inandırabilir. Bu durum, onlarla sağlıklı bir tartışma yürütmeyi neredeyse imkansız hale getirir ve sonuçta ortaya çıkan tek şey, yorgunluk ve hayal kırıklığı olur.

Okumuş cahillerin en belirgin özelliklerinden biri, kendi fikirlerini sorgulamaya kapalı olmalarıdır. Onlar için bilgi, ezberlenmiş ve mutlak doğru kabul edilmiş bir dizi yargıdan ibarettir. Farklı perspektiflere tahammülleri yoktur ve eleştirel yaklaşımları kişisel bir saldırı olarak algılarlar. Kendi düşüncelerini destekleyecek argümanları anlamakta zorlanırlar veya anlamazdan gelirler. Çoğu zaman, karşı argümanları dinlemek yerine, kendi inançlarını daha yüksek bir ses tonuyla veya daha sık tekrarlayarak üstünlük kurmaya çalışırlar.

Bu tür insanlarla tartışmaya girmek, verimsiz bir çabadır. Çünkü amaçları gerçeği bulmak veya farklı görüşleri anlamak değil, kendi haklılıklarını kanıtlamaktır. Mantıklı argümanlar sunmak, kanıtlar göstermek çoğu zaman işe yaramaz. Onlar, kendi sınırlı çerçevelerinin dışına çıkmak istemezler. Bu inatçılık ve direnç, tartışmaya giren kişinin enerjisini tüketir, moralini bozar ve sonunda "değmezmiş" hissine kapılmasına neden olur.

"Okumuş cahille uğraşma, kendini yorarsın" sözü, işte tam da bu gerçeği veciz bir şekilde ifade eder. Bu söz, bilgi sahibi olduğunu sanan ancak gerçekte öğrenmeye ve gelişime kapalı olan kişilerle tartışmanın beyhude olduğunu, bu tür bir mücadelenin kişiyi sadece yıpratacağını öğütler. Enerjimizi, daha yapıcı ve anlayışlı iletişim kurabileceğimiz insanlara saklamamız gerektiğini hatırlatır.

Elbette, her diploma sahibi veya çok okuyan kişi "okumuş cahil" değildir. Ancak, eleştirel düşünceden uzak, dogmatik ve önyargılı yaklaşımlarıyla bilgi birikimlerini birer zırha dönüştüren kişilerle karşılaştığımızda, bu sözün taşıdığı bilgelik bize yol gösterebilir. Bazen en doğru eylem, geri çekilmek ve enerjimizi daha anlamlı etkileşimlere yönlendirmektir.

Bu tür insanlar sadece kendi doğrularıyla oyun oynarlar, seni anlayamazlar, senin neler yaptıklarını görmezler, senin değerini bilmezler. Bu nedenle güzel oğul sen sen ol Okumuş Cahillerle' uğraşıp da mesleki enerjini tüketme. Allah yolunu açık eylesin.” diyerek vedalaştık Hayal Amcamla…

Yine verdi bize vereceği dersi…