Antalya'da doğal yaşam parkı ve çiftlikte yaşayan albinizmli hayvanlar, türlerinden farklı olarak beyaz ten renkleriyle ziyaretçilerin dikkatini çekiyor.
Dünyada her yıl 13 Haziran "Albinizm Farkındalık Günü" olarak kutlanıyor. Nadir görülen, saçta, deride ve gözlerde "melanin" pigmentinin eksikliğinden kaynaklanan albinizm, insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da görülüyor. Ten, kıl, kaş ve kirpikleri beyaz olan albinizimli hayvanlar, hemen göze çarpıyor.
Antalya Doğal Yaşam Parkı'nda bulunan 3 piton, alageyiklerlerden bazıları ve Türkiye Binicilik Federasyonuna bağlı "at oteli"nde bulunan "Bulut" adlı at da albino hayvanlar arasında yer alıyor.
Türlerine göre ten renkleri beyaz olan bu hayvanlar, ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Hayvanlarla zaman geçiren ziyaretçiler, fotoğraflarını çekip uzun süre çevrelerinden ayrılmıyor.
- Güneşe hassas oldukları için gölge alanlarda yaşıyorlar
Antalya Doğal Yaşam Parkı Müdürü Aygül Arsun, AA muhabirine, 127 türden 1400'e yakın hayvanı barındırdıklarını söyledi.
Arsun, ziyaretçilerin albinizmli 3 piton ve alageyiklerin yanı sıra genetik mutasyon sonucu ten rengi beyaza dönen tavus kuşlarını çok sevdiğini belirtti.
Albinizmli hayvanlardan zaman zaman yavru da aldıklarını dile getiren Arsun, "Beyaz ten renkli hayvanları ziyaretçileri çok seviyor. Özellikle pitonu 'Rengi neden beyaz' diye çok soruyorlar. Albinizmli olduğunu söyleyince çok şaşırıyorlar. Albinizmli hayvanlar güneşe hassas oldukları için yaşadıkları alanlarda bolca gölgelikli özel yaşam alanları var.
- "Bulut" güzelliğiyle turistlerin de gözdesi
Döşemealtı ilçesinde hizmet veren "At Oteli"nin işletmecisi Gül Uysal da, otellerinde 46 atın bulunduğunu söyledi.
Albinizmli Bulut'un 46 at içerisinde en özel at olduğunu ifade eden Uysal, "Bulut 10 yaşında ve çok insan canlısı. Albinizmli olduğu için kirpikleri bile beyaz. 'Bulut' gibi bembeyaz çok güzel bir at. Güzelliğiyle turistlerin de gözdesi." dedi.
Sadece Bulut'u görmek ve sevmek için sürekli işletmelerine gelen ziyaretçiler olduğunu anlatan Uysal, albinizmli atın sıcağa ve güneşe karşı hassasiyetine duyarlı bir şekilde yaşam koşulları oluşturduklarını kaydetti.