Osmaniye TEMA Vakfı İl Temsilcisi Nail Dayanç, toprakların yalnızca insanlar için değil, tüm gezegen için yaşam kaynağı olduğunu belirtti.
Dayanç, gıdanın yüzde 95’inin topraktan geldiğini ancak toprağın sağlığını kaybetmesi ve tarım arazilerinin azalmasının geleceği tehdit ettiğine dikkat çekti.
Toprağı korumak için hep birlikte harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Dayanç, "Toprak, bitkilere büyüme ortamı sağlar, su ve besin elementlerini sunar, karbon depolar ve iklimi düzenler. Okyanuslardan sonra en büyük karbon stoku olan toprak, biyolojik çeşitliliğin %25’ine ev sahipliği yapar. Gıdamızın %95’i topraktan gelirken, su varlığı, ilaç ve ham madde gibi pek çok kaynağın da sağlayıcısıdır. Aldığımız her nefeste, içtiğimiz suda toprağın izleri var. Ancak tüm bunlar için toprağın sağlıklı olması şart" dedi.
Ne yazık ki insanların, tarıma başladıkları ilk günden bu yana toprağın doğal yapısını bozduğunu vurgulayan Dayanç, tarım arazilerindeki kaybın da hızla arttığını belirterek "Erozyon, organik madde kaybı, asitleşme ve tuzlanma gibi sorunlar, toprağın sağlığını hızla kaybetmesine neden oluyor. Dünya’da tarım arazilerinin üçte biri bozuluma uğramış durumda ve her yıl 20 milyon hektar tarım arazisi bu olumsuz süreçten etkileniyor. Yine Dünya genelinde her yıl 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu, her 5 saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın kaybı demek. Türkiye’de ise her yıl 640 milyon ton toprak erozyona uğruyor. Büyüyen kentler verimli tarım arazilerini yutuyor; son 20 yılda Türkiye, yaklaşık 4.5 İstanbul büyüklüğünde tarım arazisini kaybetti. Erozyonun yanı sıra toprakların asfalt veya betonla kaplanarak geçirimsiz hale getirilmesi, kirlilik ve toprak analizine dayanmadan yapılan yanlış uygulamalar da ciddi tehdit oluşturuyor." şeklinde konuştu.
"Toprağa yatırım yapmak geleceğe yatırım yapmaktır"
Toprağın korunması için alınması gereken önlemlerin, yalnızca tarımsal üretimin devamlılığı için değil, küresel ekosistemin sürdürülebilirliği için de kritik olduğunu vurgulayan Dayanç, "Avrupa Birliği’nin 2024’te kabul ettiği Toprak İzleme Yönergesi, hem bu alanda hem de toprak sağlığının izlenmesi ve kirlilik görülen toprakların restorasyonu için önemli bir adım. Bu çalışmalarla yapılacak yıllık yatırımların, toprağın bereketi sayesinde çok daha yüksek seviyelerde verim olarak geri döneceği öngörülüyor." şeklinde konuştu.
Toprağı korumanın sağlık ve refah getireceğini hatırlatan Dayanç, "Toprak sağlığının korunması için de öncelikle toprakların haritalanması, bozulumlarının tespiti ve erozyonun önlenmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra toprak sağlığını iyileştirecek tedbirlerin teşvik edilmesi ve düzenli izlenmesi şart. Türkiye’de de yaşamın ve toprağın korunmasına yönelik politikaların hızla geliştirilmesi lazım. Politika yapıcıları ve karar vericileri, doğal varlıklarımızı ve dolayısıyla yaşamı koruyan düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.