Osmaniye Tabipler Odası Başkanı Dr. Cuma Korkmaz, düzenlediği basın toplantısında Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile TBMM’ye sunulan yasa teklifine yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Sağlık sistemindeki sorunların derinleştiğini belirten Korkmaz, “Halkın sağlığı ve sağlık çalışanlarının özlük hakları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Yönetmelik ve Yasa Teklifine Tepki
Dr. Cuma Korkmaz, Resmi Gazete’de Ekim ayında yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin hem halk sağlığını hem de sağlık çalışanlarının haklarını tehdit ettiğini ifade etti.
Kasım ayında yönetmeliğin geri çekilmesi talebiyle üç günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Korkmaz, “Sorunlara çözüm bulunmadığı takdirde, 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde beş günlük iş bırakma eylemi yapacağımızı kamuoyuna duyurmuştuk” dedi.
Korkmaz, TBMM’ye 25 Kasım’da sunulan ve komisyonda görüşüldükten sonra Genel Kurul’a sevk edilen yasa teklifine de tepki gösterdi.
Kanun tasarısının birinci basamak sağlık hizmetlerini piyasa dinamiklerine teslim edeceğini savunan Korkmaz, “Bu teklif, sağlık sistemini daha da kötüye götürecek düzenlemeler içeriyor” ifadelerini kullandı.
GETAT Uygulamaları ve Ücretlendirme Eleştirisi
Yasa tasarısında geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamalarının aile sağlığı merkezlerinde mesai dışında ücretli olarak yapılmasının öngörüldüğünü belirten Korkmaz, “Bilimsel etkinliği kanıtlanmamış bu uygulamaların kamu eliyle desteklenmesi, halk sağlığına zarar verebilir. Sosyal devlet ilkesine aykırı bu düzenleme kabul edilemez” diye konuştu.
Ayrıca, ücretsiz verilen raporların ücretli hale getirilmesine yönelik düzenlemeyi de eleştiren Korkmaz, bunun sağlık çalışanlarını hastalarla karşı karşıya getireceğini belirtti. “Kanun daha yürürlüğe girmeden bir arkadaşımız haksız rapor isteyen bir hasta tarafından darp edildi” dedi.
Beş Temel Talep
Korkmaz, sağlık çalışanlarının çözüm bekleyen taleplerini şu şekilde sıraladı:
Aile sağlığı merkezlerinin fiziki ve tıbbi donanımı kamu tarafından sağlanmalıdır.
Hekim başına düşen nüfus 2.000’i aşmayacak şekilde düzenlenmelidir.
Güvencesiz ve kadrosuz istihdam son bulmalı, sağlık çalışanlarının maaşları insanca yaşamaya yetecek düzeye çıkarılmalıdır.
Sağlıkta şiddeti önlemek için etkili ve caydırıcı yasalar çıkarılmalıdır.
Koruyucu sağlık hizmetleri önceliklendirilmelidir.
"Halkımızın Sağlık Hakkı İçin Alanlardayız"
Korkmaz, yapılacak eylemlerin yalnızca sağlık çalışanları için değil, halkın nitelikli sağlık hizmetine erişimi için de önemli olduğunu vurguladı. “Halkımızı, sağlık hakkına sahip çıkmak için 2-6 Aralık tarihlerinde alanlarda bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz” dedi.
Osmaniye Tabipler Odası, sağlık sistemindeki sorunlara dikkat çekmek ve halk sağlığını korumak amacıyla eylemlerini sürdüreceklerini belirtti. “Eziyete dönüşen yönetmelikler değil, bilimsel ve sürdürülebilir çözümler istiyoruz” diyen Korkmaz, sağlık otoritesini harekete geçmeye çağırdı.
"Zulüm Yönetmeliğini Kabul Etmeyeceğiz"
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yusuf Başak ise Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konan ve aile hekimliği sistemini ciddi şekilde sarsan yeni yönetmelikle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Başak, bu yönetmeliğin sadece aile hekimlerini değil, tüm 85 milyon vatandaşı etkileyen ciddi olumsuzluklar yarattığını belirtti.
Başak, "Yönetmelikte dayatılan 6 ayda bir zorunlu hasta takibi, dünyada örneği bulunmayan bilim dışı bir uygulamadır" diyerek, söz konusu düzenlemenin sağlık sistemine getirdiği ağır yükleri ve zararları kamuoyuna aktarmak amacıyla toplandıklarını ifade etti. Yeni yönetmelikteki zorunlu hasta çağrılarının, aile sağlığı merkezlerinde öncelikli olarak takip edilmesi gereken bebek, çocuk, gebe ve yaşlılar gibi gruplara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini aksatacağını belirten Başak, "Sağlıklı bir bireyi her 6 ayda bir doktora zorlamak, kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açacaktır. Bu durum sadece sağlık harcamalarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı çalışan hastalarımızın işe gidememesi nedeniyle ülke genelinde iş gücü kaybına da sebep olacaktır" dedi.
Yeni yönetmelikle birlikte hekimlerin mesleki özgürlüklerinin de kısıtlandığını vurgulayan Dr. Başak, hastaların sağlık durumunun formüller ve hesaplamalarla belirlenmeye çalışılmasının, hekimlerin hastaya özel tedavi uygulamalarını engelleyeceğini söyledi. Başak, "Hekimlerin bilimsel ve özgür meslek anlayışını hiçe sayan bu yönetmelik, mesleki onurumuza bir saldırıdır. Hastaya ihtiyaç duyduğu ilacı yazmamız engelleniyor, hastaneye sevk etmelerimiz kısıtlanıyor. Hedef puanlar ortaya konarak aile hekimlerinin yarısı sözleşme fesih riskiyle karşı karşıya bırakılıyor. Bu da mesleki güvencemizi ortadan kaldırıyor" şeklinde konuştu.
Dr. Başak, ayrıca yeni yönetmeliğin aile hekimlerine "Salgınları önle, kanserleri yok et, engelleri ortadan kaldır" gibi dünyanın bile tam anlamıyla çözemediği sorunları yüklediğini belirterek, "Bırakın mesleğimizi yapalım, hastalarımıza gereken hizmeti verelim. Diplomamıza uzattığınız el, aile hekimliğine bir darbedir" dedi.
Son olarak, Dr. Başak, "Bu yönetmeliği kabul etmiyoruz ve boyun eğmiyoruz. Bugün burada yalnızca mesleki haklarımızı değil, halkımızın güvenliğini ve onurunu savunmak için bulunuyoruz. Bakan’a sesleniyoruz; eğer halkımızın sağlığını ve hekimlerin onurunu koruyamıyorsanız, yapmanız gereken tek şey istifa etmektir. Aile hekimleri olarak hakkımızı savunmaya devam edeceğiz ve bu zulüm yönetmeliğini kabul etmeyeceğiz. Gerekirse iş bırakmak da dahil olmak üzere her türlü eylemi gerçekleştireceğiz" diyerek, aile hekimlerinin kararlılığını vurguladı.
Aile hekimlerinin karşılaştığı bu zorluklar, Türkiye’nin sağlık sistemindeki uzun süredir devam eden sorunların bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Aile hekimleri, sağlık politikalarındaki eksikliklerin düzeltilmesi için seslerini yükseltmeye devam edeceklerini belirtiyorlar.