Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, sosyal medya hesabından her Pazar Osmaniyelilere hitaben yazdığı haftalık çalışmalar ve bilgilendirme yazısını yayımladı.

Belediye Başkanı Çenet, Zorkun Çocuk Şenliğinden Karaçay Şelalesine, Alktyapı çalışmalarından vatandaşlara kuyu suyu içirmek yerine doğal su getirilmesi konularına yaptıkları ve yapacakları çalışmaları anlattı.

İşte Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenein kaleme aldığı bilgilendirme ve değerlendirme yazısı:

Senlik

“Saygıdeğer Hemşehrilerim, 

Bir haftayı daha geride bıraktık. Zorkun Çocuk Şenliği ile her yaştan insanımız gönlünce doyasıya eğlendi. Depremin travmasını inşallah bir nebze de olsa atlata bilmişizdir. 

Tabi bizim işler şehir ne kadar dinamikse o kadar çeşitli oluyor. Bir yandan on sekiz mahallede hızla ilerleyen kanalizasyon ve su hatları yenileme işimiz devam ediyor. Bunlar evladiyelik yatırımlar. 

Yapmayalım, bekleyelim diyeceğimiz işler asla değil. Osmaniye’miz bir kabuk değiştiriyor. Hiçbir vatandaşımızın cebinden tek kuruş çıkmadan 4.2 milyarlık paket yatırım yapıyoruz. Şundan emin olabilirsiniz; yer üstü ne kadar depremde tahrip olmuşsa yer altı da o kadar tahrip olmuş durumda. Yeniliyoruz.

Bu hafta Emlak Konut müessesesinden proje müellifi arkadaşlar geldiler. Rezerv alan taslak projelerini sundular. 

Elbette bunları yaparken Osmaniye’mizin ilk kuruluş mimari örnekleri dikkate alınarak çalışıldı. Yeni çarşılar, iş yerleri, pazarlar, konutlar, tematik su parkları daha da dikkat çekici yönüyle şehrin göbeğindeki bu projelerin altında dört bin m2 lik toplam sekiz bin m2, iki ayrı oto park var. İnşallah birkaç yıl içinde dönüşümü hep birlikte yaşamış oluruz. 

Ankara’dan yine üst düzey misafirlerimiz vardı. Halihazırdaki işlerimize ayrıca Karaçay ve Arslantaş Barajı kaynağından içme suyumuzu tamamen yer üstü sularından alacağımız projelerimize start verdik.

Bırakalım yer altı suları çiftçilerimizin kalsın. Bizim çocukluğumuzda sulama suları elli altmış metrelerden çıkardı. Şimdi derinlik iki yüz metrelere kadar iniyor. Kuyu Suyunu israf etmemeliyiz.

Bu hafta ayrıca 400 metrelik 25 metre genişliğinde bölünmüş bulvar çalışmamızı tamamladık. 
Dün akşam saatlerinde yolu kontrole gittiğimizde, semt sakini bir ağabeyimiz evinin balkonundan ‘hala tüylerim diken diken sizinle konuşurken’ diyerek yapılan işe inanamadığını sevinçle anlattı bizlere sağ olsun. 

Şelale

Geçen haftanın ilk günü Karaçay Şelalesine proje ekibiyle gittik. Bal ormanından 500 metrelik kısmı ilk etap olarak kısa sürede eko-turizm olarak hayata geçirmek istiyoruz. 

Bakın, nerede yeni bir iş yapılmak istense muhakkak ne gerek var, bunca sorun varken diyenler her yerde çıkar. Ama şehrin güzelliklerini ortaya çıkarmak da bizim görevimiz. Turizm bir memleketin cazibesini arttırır. Daha elit projeler arkasından gelir. İnşallah ortaya güzel bir iş çıkar. 

Öte taraftan, yeni havalimanının Osmaniyemiz’den uzaklaşmasının sıkıntlarından geçtiğimiz günlerde bahsetmiştik. Tam da bu hafta Osmaniyeli Kıbrıs Gazilerimiz üstelik resmi yollardan götürülmelerine rağmen neredeyse uçağı kaçırıyorlardı. Allahtan uçak henüz pistten ayrılmadığından kapısı kapatılan uçak hızlı iletişimle Gazi’lerimize hürmeten geri açılarak yolculuk yapmaları sağlanabildi. 

OSMANİYESPOR FK, HAZIRLIK MAÇINDA BERABERE KALDI OSMANİYESPOR FK, HAZIRLIK MAÇINDA BERABERE KALDI

Biz, böylesine büyük bir yatırımdan Çukurova olarak gurur duyuyoruz. Bölgenin ticaret ve sanayisi başta olmak üzere çok önemli olduğunu biliyoruz. 

Ne var ki Osmaniye ile Adana arası artık şehirler arası bir yol değil. Çoğunlukla şehir içi trafiği gibi yoğunluk hiç eksik olmuyor. Bu da trafik akışını öngörülebilir olmaktan çıkarıyor. Gecikmeleri beraberinde getiriyor. 

Değerli hemşerilerim, Cuma günü Ankara’ya günübirlik ziyarette bulunduk. Öğle yemeği için bulunduğumuz bir restoranda masaya şişe ve pet sular getirilir getirilmez; bu kardeşiniz de neredeyse yirmi yıl öncesine böylece gitmiş oldu. Sene 2004’te Eskişehir Günyüzü Kaymakamı idik. 

Ankara’ya yakın küçük ama şirin bir ilçeydi. “Gecek” adında güzel bir köyü vardı. 
Tabi gel zaman git zaman bu köyün meşhur suyunu da öğrenmiş olduk. Doğal bir kaynak olarak bu suyu ticari olarak nasıl kullanabileceğimizi araştırmaya başladık. Köylere hizmet götürme Birliğimizden köyde suyun üretim tesisini kurduk. Önceleri, şişelenen suları Polatlı ilçesine satıyorduk. 

Dedik ki, bu suyu şehir merkezine de bir güzel Çeşme yaparak vatandaşlarımıza içirelim deyince köyün muhtarı, azaları hep karşı çıktı. Nihayetinde biz o birkaç km’lik mesafeden o doğal köy suyunu kaymakamlığın olduğu meydana bir çeşme yaptırarak getirdik. 
Hatta belediye başkanı, su sizin emeklerinizle geldi, çeşmeye sizin isminizi verelim dediyse de kabul etmedik. Çünkü bizim amacımız isim yapmak değildi. İş yapmaktı. Nitekim ne mücadeleler versek de amaç hasıl olmuştu. Bu bize yeter de artardı. 

İşte, Ankara’da yemek yemek için oturduğumuz o restoranda önümüze servis edilen sular da “Gecek” suları idi. Üstünde “Gecek” markası hala duruyordu. İnsanı bundan daha memnun edecek ne olabilirdi?

Allahın izniyle Osmaniye’mizi de hizmet atağıyla yeni Türkiye Yüzyılında geleceğe hazırlamaktan kimsenin bir şüphesi olmasın. 

Osmaniye’nin ortak aklıyla el ele verip her güçlüğü aşacak, her güzelliği yaşatacak bir ekiple yakın gelecekte Osmaniye’mizi Yeni Türkiye Yüz Yılının model şehirlerinden biri yapacağız. 

Duamız ve gayretimiz budur.”

Editör: Haber Merkezi