Antalya'da bu yıl hava koşulları nedeniyle erken hasat edilmeye başlanan Finike portakalında, beklenen yağışın olmaması rekolteyi düşürdü.
Yaklaşık 16 yıl önce tat ve aromasıyla damakta ayrı lezzet bırakmasıyla coğrafi işaret tescil belgesi alan Finike portakalında hasat zamanı başladı.
Çoğunlukla Washington Navel cinsi portakal üretiminin olduğu Finike ilçesindeki portakal bahçelerinde, günde 300 ile 500 ton arası toplanan ürünler, kasalarla traktörlere yüklenip, ilçedeki tesislere gönderiliyor. Burada yıkanıp paketlendikten sonra pazarlarda ve marketlerde yerini almaya başlayan portakalın hasat dönemi, cinsine göre mayısa kadar sürüyor.
Ürünün yüzde 90'lık bölümü İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere iç pazara, yüzde 10'u ise Almanya ve Balkan ülkelerine gönderiliyor.
Bu yıl havaların sıcak gitmesi ve istenilen yağışın olmaması portakalda rekolteyi düşürdü.
- Bu yıl 200 bin tonun altında ürün bekleniyor
Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, AA muhabirine, Finike portakalının dünyada tanınan, pazarlarda, marketlerde aranan bir ürün haline geldiğini söyledi.
Finike portakalının, 3 tarafı dağ, önü deniz olan bir bölgede yetiştiğini anlatan Geyikçi, "Buranın havası ve toprağının alüvyon olması diğer portakallara göre tadının, aromasının farklı olmasını sağlıyor. Finike portakalının kabuğu ince, şeker oranı yüksek ve ağızda posa bırakmaz." dedi.
Portakalın mart ve nisanda çiçek açmaya başladığını anımsatan Geyikçi, hasadın ise havanın durumuna göre ekim ve kasımda başladığını bildirdi.
İklim değişikliğinin bu yıl portakal üretimini de olumsuz etkilediğini ifade eden Geyikçi, "Yıllık 200-250 bin ton üretimimiz var ama bu yıl 200 bin tonun altında kalacağımızı düşünüyoruz. Çünkü hasat yapılan bahçelerde verim düşük. Havaların kurak seyretmesi, gerekli olan zamanda istenilen yağışın düşmemesi rekolteyi düşürdü." diye konuştu.
Geyikçi, gelecek dönemlerde yaşanabilecek su kıtlığına karşı çiftçilerin yer altı sulama için çalışmalara başladığını kaydetti.
Ürünün yurt dışından ciddi talep aldığını aktaran Geyikçi, "Ürün düşüklüğü nedeniyle üretimin büyük bir bölümünü iç pazarda değerlendiriyoruz. Ama az miktarda Almanya ve Balkan ülkelerine gönderiyoruz." dedi.
- "Her portakal 'Finike portakalı' değil"
Farklı illerde yetiştirilen portakalların da Finike portakalı şeklinde satıldığını ve bunun coğrafi işaretli ürünün markasına zarar verdiğini belirten Geyikçi, "En büyük sıkıntımız diğer illerdeki portakalların Finike portakalı olarak satılması. Bunun önlenmesi gerekiyor. Finike portakalını bilen, yiyen farkı anlıyor ama bilmeyen öyle zannediyor. Her portakal Finike portakalı değil." ifadelerini kullandı.
Finike Ziraat Odası Başkanı Halil Sarıçobanoğlu ise ilçede 30 bin dekar alanda portakal üretildiğini belirtti.
Bu yıl hava şartları nedeniyle geçen seneye göre daha az ürün beklediklerini dile getiren Sarıçobanoğlu, fiyatların ise daha yüksek olacağını kaydetti.
Portakalın bölge istihdamına da önemli katkı sağladığına işaret eden Sarıçobanoğlu, şöyle konuştu:
"İlçede 21 paketleme tesisimiz var. Bahçelerde ve tesislerde yaklaşık 3 bin kişi istihdam ediliyor. Sabah 7'de toplanan işçiler, bahçelere gelir. Kişi başı 40 ya da 50 sandık verilir, ürünler toplandıktan sonra tesislere götürülür. Makinelere dökülerek istiflenir, oradan da İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyükşehirlere gönderilir."
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu da Finike portakalının, coğrafi işaretli olması dolayısıyla marka değerinin bulunduğunu belirtti.
Finike portakalının kendine özgü özellikleri olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Başka portakalların, 'Finike portakalı' adı altında satılması, gerçek ürünün pazarlanmasına zarar veriyor. Üretime bağlı olarak ihracatı düşük ama özellikleri açısından aranan bir ürün. Üretimi arttığı takdirde ihracatı da artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.