Yeni bir haftaya Merhaba derken, geçen haftada bir fabrikada staj gören 14 yaşında ki çocuğun feci şekilde yaralanması ve hayata tutunamayıp ölmesi iş güvenliği uzmanları olarak bizi derinden yaralandı. Ölüm haberi sonrası işyeri sahibi ile birlikte ayda iki saat görev yapan iş güvenliği uzmanının tutuklanması içimizi daha çok acıttı.
Allah anasın babasına sabır versin. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Maalesef diğer insanlar üç gün sonra unutuyor ve hiçbir şey olmamış gibi yaşıyor. Oysaki bu ülkede yaşayan herkes iş kazası ve trafik kazası geçirme tehlikesi vardır. İnsanlar kendilerini dokunmaz zannediyor başlarına gelince de isyan ediyorlar. Sorumlu ve bilinçli vatandaş olmadığımız sürece bu kısır döngü devam edecek her kazaya bir bahane bulunup kurban vermeye devam edeceğiz.
Bu yazımızda çalışanların görev ve sorumluluklarını ele alacağız. Kazaların yüzde doksan sekizi önlenebilirken biz neden kazaları önlemiyoruz. Birinci en büyük sebeplerden birisi çalışanların öz güvenlerinin yüksek olması. Bize bir şey olmaz biz yıllardır böyle çalışıyoruz anlayışı. Bu anlayış çalışanların öğrenmiş olduğu alışkanlıklarıdır. Genelde eğitimlerde sizi dinliyormuş gibi yaparlar ama kafaları farklı yerlerde olur. Bu yüzden onları kendi gerçekleri ile yüzleştirmek gerekir. Bunu için yapmış oldukları tehlikeli davranışların fotoğraf veya videosu çekilmeli ve iş güvenliği eğitiminde bu yapmış oldukları tehlikeli davranışlar onlara gösterilmelidir. Yapılan tehlikeli davranışlarla ilgili kaza fotoğraf ve videoları izletilmeli, bu şekilde davranmaya devam ederse sonunuz böyle olur denmelidir. Bu eğitimleri kendi çalıştığım firmalarda kullandığımda çok etkili olduğunu bizzat gördüm. Slayt gösterilmeden önce 6698 sayılı kişisel verileri koruma kanunu kapsamında çalışanların oluru alınmalıdır. Eğitimden sonraki süreçte çalışanlar saha ziyareti yapılarak davranış değişiklikleri takip edilmeli ve gerçekler anlatılmalıdır. Alışkanlıkları değiştirmek çok zor olduğu için iş güvenliği bilinci oluşması zamana yayılmalıdır.
İkincisi olan kazayı kadere bağlıyorlar. Allah’ın takdiri böyleymiş deniyor. Oysaki Allah’ın vermiş olduğu aklı kullanıp gerekli güvenlik önlemi alınmıyor. Bu anlayışı inşaat çalışanlarında kırmak zordur. Bunu kırmanın yolu çalışanların seviyesine inmek ve onların anladığı dilden anlatmaktır. Öncelikle çalışanlara değerli olduğunu hissettirmeli görev ve sorumluluk bilinci oluşturulmalıdır. Kendine değer veren insanlar başkalarına da değer verir.
6331 sayılı iş sağlı güvenliği kanununa göre çalışanların görev ve sorumlulukları aşağıda belirtilmiştir.
1-Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
2- İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
3- Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.
4- İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.
Bu kanun 13 yıldır uygulanmaktadır. Kanun ve yönetmelik çıkarmakla sorun çözülseydi, bugün 14 yaşında hayattan kopan çocuktan bahsetmezdik. Diğer staj gören çocukların ifadesine göre, makineden sorumlu ustanın, çocuğu tek başına makine başında bırakıp başka bir yere kaynak yapmak için gitmiş olduğu ve çocuk 25 dakika makinede sıkışık şeklinde kalmış olduğu şeklindedir. Meslek ve sanat öğrenmek adına gelen çocuğu tek başına döner aksamı açıkta ve sıkışma riski bulunan bir makinenin başında tek başına bırakmak sorumluluk bilincinin oluşmadığındandır. Az bir sorumluluk olan kişi bu kadar duyarsız ve sorumsuz davranamaz.
İş güvenliği konusunda çalışan üzerinde farkındalık oluşturmak, iş güvenliği kültürüne atılmış ilk adımdır. Bu ilk adımın oluşması için işveren desteği alan bilgili ve tecrübeli iş güvenliği uzmanları ile olur. Başkasının suçunu iş güvenliği uzmanına yıkarsanız sahada tecrübeli iş güvenliği uzmanı bulamazsınız. İşsiz gençlerin umut kapısı olan iş güvenliği uzmanlığına yeni başlayan iş güvenliği uzmanlarının, çalışan üzerinde etkili olması için zamana ihtiyaçları vardır. Onlarda ilk kazada kendilerini yargı önünde bulduğunda alternatif iş arayacaklardır. Bu kısır döngüyle beraber insanlar iş kazalarında ölmeye devam edecek.
İş güvenliği uzmanların günah keçisi seçilmesi, giyilen ceketin ilk düğmesinin yanlış takılması gibidir. Diğer alınan kararların doğru olması bir anlam ifade etmeyecektir.