Osmaniye, dünyada ve ülkemizde yaşanan olayları
yakından izliyor.
Ama teenni ile, itina ile ve mütevekkil bir şekilde.
Karınca kararınca yaşanan olaylarda kendisine düşen
görevi ne derece yerine getirip getiremediğinin merakı içinde.
Son yaşanan Hükümet-Cemaat çekişmesinde iki arada bir derede kalmış olmanın şaşkınlık verdiği bir ruh haleti içinde.
2014 yılının ilk günü saat 9.3o gibi AGC deki çalışma ofisime giderken geçtiğim iş bankası sokağında rastladığım bir dost esnaf grubuna selam verip, ayaküstü hal hatır sorup geçme niyetiyle yanaştım.
Yanaştım ama birkaç kişi ayakta, bir iki kişi oturuyor. Ayakta duranlardan biri büyük bir coşku ile bir gazeteden köşe yazısı okuyor, diğerleri de büyük bir huşu içinde onu dinliyordu.
Geçip gitme düşüncesinde olduğum için yazı üzerine araya bir iki kılçık attığımda okuyan arkadaşın trans halini bozduğumu verilen tepkiden anladım ve yazının bitimini bekledim.
Yazı bitince bir de çay fazlı girdi araya.
O fasıl da laf lafı açtı ve sohbetin ana fikri Ülkemizde yaşanan son olaylar, Cemaat-Hükümet atışmalarına odaklandı.
Mini açık hava toplantısında oluşan ortak kanaati ben deklare edeyim sizlere bu yazımda istedim.
İnsanlar bu konuda iki arada bir derede kalmış durumda. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
Şöyle ki, bir yanda Devleti ebed müddet anlayışı ile hükümete başkaldırıyı kabullenmiyorlar.
Zira bizim geleneğimizde ululemre itaat gerekir.
AK Parti Hükümetleriyle Türkiye 12 yıldır bir istikrar kazanmış, hasretini çektiği maddi manevi kazanımları elde etmiş.
Olumlu anlamda Akla hayale gelmedik değişimler olmuş. Ülkeyi Dünyada saygın bir Ülke konumuna doğru son hızla koşturan bir hükümet var.
Öte yandan yaptığı talebe çalışmalarıyla Ülkeye imanlı bir nesil yetiştirmeye çalışan, Dünya genelinde Türkiye?nin adını yaygınlaştıran bir Cemaat var.
Gel görkü bu cemaat şimdi bazı düşman güç odaklarınca Siyasi İktidarın yumuşak karnı haline getirilmiş.
Çok ta ustaca hükümete, dolayısıyla onun yönetmeye çalıştığı Devleti ebed müddet çarkının tıkır tıkır işletilme gayretlerini sabote etmeye çalışıyor. Milletin yakaladığı huzurlu yaşam ortamına karşı vurdukça vuruluyor, deştikçe deşiliyor.
İşte millet onun için itinalı, onun için ne aşağı ne yukarı tükürmek taraftarı değil.