Çocukların bu yaz okula, yeni eğitim-öğretim yılına yetişmeye değil, geçtiğimiz dönemin telafisine gitmeye değil, oynamaya ihtiyacı var...!
Evet, küresel olarak nitelendirilen Covid-19 salgını uzun ve zor oldu. Halihazırda Covid-19 salgınına yönelik alınan önlemler, tedbirler söz konusu olsa da gelecek açısından belirsizlikleri bünyesinde barındırmaktadır. Hatırlayalım, neler yaşadığımızı...
Küresel salgın bizleri ve çocuklarımızıolumsuz yönde etkiledi. Çocuklarımız, normal rutinlerine devam edemedi, arkadaşları ve öğretmenleri ile sınıfta oturamadı, geniş aileyi (akrabaları) ziyaret edemedi ve sosyal aktivitelere katılamadı. Bizler de belirli kurallar doğrultusunda hayatımızı idame ettirmek zorunda kaldık. Ebeveyn olarak bizler gerek kendi gerekse çocuklarımızın ruh sağlığı açısından eskisine oranla daha fazla endişe duymaya başladık.
Mart-2020’de çocuklarımız salgından dolayı okullarından eve döndü. Sonrasında ise yetkililer, kaybedilen zamanı telafi etmek için birçok alternatiflerle (uzaktan eğitim, kademeli açılma, EBA TV, Hibrit eğitim- Harmanlanmış öğrenme) süreç içerisinde yaşanan öğrenme kayıplarının önüne geçmeye çalıştı. Ancak bu süreçte çocuklarımızın okul yılının çoğunu internette geçirdiği ve diğer insanlarla sosyal mesafeyi koruduğunu da düşünürsek endişelerimize haklı gerekçeler bulabiliriz.
Dünya genelinde birçok ülke, yaşanan öğrenme kayıplarına yönelik farklı yöntemlerin kullanılacağı telafi eğitimler planlamış ve uygulamaya koymuş veya koyacaktır. Ancak gerçekleştirilecek bu telafi programlarına yönelik bazı bilim insanları, Covid-19 salgın döneminin üzüntüsüne ve kaybına karşı yanlış bir yaklaşım olarak karşı çıkmaktadır. Gerekçelerini ise "Oyun, evrimsel mirasımızın bir parçasıdır ve bize karmaşık bir dünyada yaşamak için gereken becerileri uygulama ve geliştirme fırsatı verir" diye açıklamaktalar.
Evet... Özellikle bu yaz çocuklarımızın oyun oynaması anlık ve gelecek için uzun vade de güçlü olmalarına katkı sağlayacak gibi gözükmektedir. Akademik olarak çocuklarımızın istenilen veya beklenilen seviyede olmaması, çocuklarımızı sınav odaklı bir sistem içerisinde test puanları ile çerçevelememize veya sınırlandırmamıza neden olmasın.Bu yaz, çocuklarımızın kendi iyilikleri için ödüllendirici ve kendi başlarına başlatacakları aktiviteler yapmaları gerekiyor. Bu sayede çocuklarımız, içsel olarak motive olacak, aktif katılacak ve neşeli keşiflerle sonuçlanan bir etkinliklerde yer alacak. Bu durum şimdi için daha mutlu çocuklar yaratacak veyaşamın ilerleyen dönemlerinde daha iyi fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal ve yaratıcı sonuçları beraberinde getirecektir.
Çocuklarımızın arkadaşlarıyla yeniden bağlantı kurması, birlikte vakit geçirmesi ve oynaması uzun bir süre içeride kaldıktan sonra dışarıda olmanın ne kadar iyi hissettirdiğini ve fiziksel olarak kendilerini toparlamaları gerektiğini hatırlamalarına katkı sağlayacaktır. Çocuklarımızın oyun oynaması; temel motor becerileri gelişmesi, aktif bir yaşam tarzına yol açması, ekrandan uzaklaşması ve obeziteyi önlemesi için önem arz etmektedir. Bir yerlere tırmanmak, çocuklarımıza daha sonraki yaşamlarında onlara iyi hizmet edecek bir güven inşa etme şansı verecektir. Grup oyunları, çocuklarımızın sözel ve iletişim becerilerini arttıracaktır. Oyun alanında risk alacak, konsantre olacak, problem çözecek ve duygularını düzenleyecektir.
Eğer bu fırsatı çocuklarımıza vermezsek; oyun yerine akademik başarıya odaklanırsak çocuklarımız antisosyal davranışlar sergileyebilecek; kaygı, depresyon gelişebilecek ve yaratıcılıklarına ket vurmuş olabileceğiz. Bundan dolayı oyunu, çocukluk çağı sıkıntılarına,dürtüselliğe, saldırganlığa ve kontrolsüz duygudeğişikliklerine karşı etkili bir panzehir olarak nitelendirebiliriz.
Çocuklarımızın kendi yeteneklerini geliştirme şansını, bu yaz onlara verelim. Çünkü çocuklarımızın sonbaharda örgün eğitimlerine devam etmeden önce oyun oynama şansına her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Salgın hastalığın getirmiş olduğu tüm olumsuzluklardan uzaklaşmak ve kurtulmak için "oyunla dolu bir yaz" geçirmeleri umudu ile...
Görüşmek üzere.