Hetty Green, 19. yüzyıl Amerika'sının en ilginç ve tartışmalı figürlerinden biri olarak tanınır. Guinness Rekorlar Kitabı'na göre "dünyanın en cimri insanı" unvanına sahip olan Green, 1916 yılında vefat etti. Peki, kimdi Hetty Green ve nasıl bu unvana layık görüldü?
Hetty Green’in Hayat Hikayesi
Henrietta "Hetty" Howland Robinson, 1834 yılında zengin bir ticaret ailesinin kızı olarak Massachusetts’te dünyaya geldi. Babası ve büyükbabası, ticaret ve denizcilik sektörlerinde başarılı iş insanlarıydı, bu sayede Hetty çok küçük yaşlardan itibaren finansal konularla ilgilenmeye başladı. Ailesinin finansal defterlerini tutarak büyüyen Green, özellikle Wall Street’in derinliklerine indikçe daha fazla ilgisini çekti.
Finans Dünyası
Hetty Green, 1865 yılında babasından ve halasından devasa bir miras devraldı. Ancak onun için bu mirası korumak değil, daha da büyütmek önemliydi. O dönemin erkek egemen finans dünyasında yatırım yaparak büyük servet kazanan Green, bir kadının da Wall Street'te var olabileceğini gösterdi. Demir yolları, gayrimenkul ve hazine bonolarına yatırım yaparak milyonlarca dolar kazandı.
Cimriliğiyle Tanınması
Hetty Green’i ünlü yapan sadece kazandığı servet değil, onu harcama konusundaki aşırı tutumlu yaklaşımıydı. Cimriliği, onu adeta efsanevi bir figüre dönüştürdü. İddialara göre, çocuklarının tedavisi için doktorlara ödeme yapmaktan kaçındığı ve hatta oğlunun bacağını kesilme noktasına gelene kadar tedavi ettirmediği anlatılır. Kendi kıyafetlerini nadiren değiştirir ve ucuz kıyafetler giyerdi. Hatta sokaklarda saatlerce pazarlık yaparak daha düşük fiyatlı yiyecekler aradığı rivayet edilir.
Ölümü ve Guinness Rekorlar Kitabı
Hetty Green, 3 Temmuz 1916'da, 81 yaşında öldü. Ölümünden sonra Guinness Rekorlar Kitabı, onu "dünyanın en cimri insanı" olarak kayda geçti. Öldüğünde yaklaşık 100 milyon dolarlık (bugünkü değeriyle milyarlarca dolar) bir servete sahip olduğu düşünülüyordu.
Mirası
Hetty Green’in cimriliği ve finansal başarıları, o dönemde tartışmalara yol açtı. Onun ölümünden sonra bile cimriliği, finansal başarılarına gölge düşürdü. Ancak, Green’in hikayesi, kadınların finans dünyasındaki varlığını erken dönemlerde gösteren önemli bir örnek olarak hafızalarda kaldı.