Süper Lig’in başarılı iki takımı karşı karşıya geldi. İki takım da galibiyet için savaştı. İzlediğimiz derbide yetenekler konuştu adeta.
Trendyol Süper Lig'in 16. haftasında Galatasaray'ın Trabzonspor ile karşılaştığı mücadelede hakem kararları tartışma yarattı.
Tam 7 gol izledik karşılaşmada. Tabelaya 7 gol yazıldı evet ama 7’si de gol müydü bilmem. Hakem eleştirilmelerine karşıyımdır her zaman. Bizler basın tribününden izlerken bile birbirimize sorarız “Faul müydü?, Çıktı Mı?” gibi… Her şeyi göremeyebilirler elbette, onlar da insan sonuçta. VAR diye bir uygulama geldi 2018 yılında. Çok sevindik dedik ki hakem hatası izlemeyeceğiz artık. Hakemler de zan altında kalmayacak dedik. Velhasıl yanılmışız öngörümüzde.
Geri dönelim bu akşamki hüsrana…
VAR’ın aslında koskoca bir YOK olduğunu gördük bu akşam. Günler öncesinden başlıyorlar bu maçın hazırlıklarına. İki takım da şüphesiz galibiyet için çabalıyorlar. Skor 2-2 iken bir pozisyon oluyor ki top net bir şekilde dışarıda. Hakem oynatıyor oyunu olabilir diyorum görmeyebilir, VAR var diyorum, görür diyorum ama nafile. Elini kulağına götürüyor ne konuşulduğunu açıklıyorlarmış ne kadar umurumuzda konuşulanlar olan olduktan sonra. Dünyada teknoloji bu kadar gelişmişken bu topun dışarıya çıkmadığına nasıl inandırıyorsunuz kendinizi. Skor 3-3 oluyor ve kesilmiş nefeslerimizle 99. Dakikaya kadar izliyoruz mücadeleyi. Ne olacaktı Galatasaray son saniye golünü atmasa? Rahat uyuyabilecek miydi o mükemmel teknoloji?
Ha bir de unutmadan, Galatasaray lehine verilen penaltıya da davet eden VAR'dı. O da tartışılan bir karar oldu.
Yazımın sonunda bir öneride bulunmak istiyorum. Maç sonunda Teknik Direktörlere ve futbolculara mikrofon uzatıyor meslektaşlarım. İzin verilse de hakemlere de sorsak “ Ne mantıkla verdin bu kararı” diye.
Futbolun adalet arayışı, sadece teknoloji ile çözülebilecek bir mesele değil. VAR’ın doğru bir şekilde uygulanması, hakemlerin daha fazla desteklenmesi ve kamuoyunun daha iyi bilgilendirilmesi, bu tartışmaların önüne geçmek için atılacak önemli adımlar olabilir. Ancak her şeyden önce, futbolun ruhuna zarar vermeyecek şekilde adil ve tarafsız bir yönetim anlayışı oluşturulmalıdır.