Bu yıl 61’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde "Galata" filminin prömiyeri yapıldı. Yönetmen Kenan Mansur Doğru, enteresan ve zor bir film olduğunu belirterek, "Bir şey denemeye çalıştık, hem oyunculuk, hem sanat, hem sinematografik, hem müzik olarak kendimize bir dünya sağlamaya çalıştık. Zorlu bir prova geçirdik" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, film gösterimi ve söyleşilerle devam ediyor. Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması kapsamında gösterimi yapılan Kenan Mansur Doğru ve Umut Osman Demirkol’un yönetmenliğini üstlendiği "Galata" filminin yapımcısı ve oyuncuları, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda seyircilerin sorularını cevapladı.

“Zorlu bir prova geçirdik”

Evi yanan yaşlı kadın, can havliyle dışarı kaçtı Evi yanan yaşlı kadın, can havliyle dışarı kaçtı

Yönetmen Kenan Mansur Doğru, film çekimlerinin 2 buçuk ay sürdüğünü ifade ederek, süreci seyirciyle paylaştı. Doğru, “Enteresan zor bir filmdi. İzleyici için de zor, bazen de çekim için kendi içinde zor bir filmdi. Bir şey denemeye çalıştık, hem oyunculuk, hem sanat, hem sinematografik, hem müzik olarak kendimize bir dünya sağlamaya çalıştık. Zorlu bir prova geçirdik. 2 buçuk ay boyunca çalışarak, sahne sahne, kelime kelime, cümle cümle üzerinden geçerek oluşturmak istediğimiz biçim kurulana kadar çalıştık” dedi.

“Şehirle ilgili göstermek istediğimiz bir şey var”

Senarist ve Yönetmen Umut Osman Demirkol ise, Galata filminin şehirle ilgili öğeleri göstermeyi amaçladığını kaydederek, “Aykırı bulunabilecek, zor olduğu düşünülebilecek, herkesin kabul edemeyeceği bazı şeyleri tartışan, konuşan, bu yüzden değerli olduğunu düşündüğümüz bu projeye katılan arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Filmin ismi Galata, bizim oyundan önce şehirle ilgili göstermek istediğimiz bir şey var. Nasıl bir şehir algısı oluşturacağımızı, şehri nasıl anlatacağımızı, sinematografik olarak belgesele kaçmadan film içinde nasıl verebileceğimize çok çalıştık” diye konuştu.

“Kafamızdaki kalıba uymayan insanlara zarar veriyoruz”

Bir izleyicinin senaryonun çıkış noktasını sorması üzerine Demirkol, “Senaryoda bir tek çıkış noktası yoktu. En önemli çıkış noktası şuydu; bazı kalıplara sığmayan insanların dışlanmasından duyduğumuz rahatsızlık. Çünkü hepimiz bunu yapıyoruz. Bu yanlış, kafamızdaki kalıba uymayan insanlara zarar veriyor. Bu beni çok rahatsız eden bir şeydi, büyük oranda beni yazmaya iten ilk kıvılcım bu sebeplerden çıktı” dedi.

“İzleyince mutlu oldum ama benim için zordu”

Filmin başrol oyuncularından Sarp Bozkurt ise çekimlerin zorluğuna değinerek, şöyle konuştu:

“Bütün çekim süresince şunu dedik; ’Gerçekten taşınıyoruz.’ Çünkü inanılmaz zordu. Bir şeye konsantre olduğunuzda İstanbul’un ne kadar yaşanmaz bir hale geldiğini tekrar anlıyorsunuz, biz bunu gördük. İzleyince mutlu oldum ama benim için zordu.”

Film, son zamanlarda internete sızan videoları yüzünden skandal yaşayan ünlü manken Sevda ile rutin hayatının sıkıcı duvarlarından kaçmaya çalışan doktor Yusuf’un karısıyla kavga ederek evden ayrılmasının ardından tesadüfen tanışmaları, Yusuf’un belgesel film projesi bahanesiyle Galata sokaklarında yürüyüşlere dönüşmesini anlatıyor. Filmde ikili, şehrin detaylarını keşfederken Sevda’nın skandalları ve Yusuf’un karısı Aysel ile ilişkisi üzerinden hayat, ilişkiler, inanç ve toplumun kutuplaşması üzerine derinlemesine bir sorgulamaya girişir. İki dışlanmış karakter, hikaye ilerledikçe aralarında oluşan ve hiçbir kalıba uymayan ilişkinin ne olduğunu tartışmaya başlar.

Kaynak: iha