UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan ve tarihte "Yenilmez Şehir" adıyla tanınan antik kentte, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Erhan başkanlığındaki kazılar 200 kişilik ekiple sürüyor.

Antik dünyanın ilk çift şeritli yolu, zafer takı ile dikkat çeken ve bugüne kadar tarihe ışık tutacak çok sayıda bulguya ulaşılan Anavarza'da, bu sezon kazılarında cami kalıntılarına rastlandı.

Gül Hasadı Öğretmenler Günü Öncesi Üreticiyi Sevindirdi Gül Hasadı Öğretmenler Günü Öncesi Üreticiyi Sevindirdi

Anavarza Antik Kenti'ne yakın bir noktada yaklaşık 3 metre yükseklikte bulunan izler kapsamında sürdürülen kazı çalışmalarında, cami kalıntıları ve arkeolojik bulgulara ulaşıldı.

Abbasi döneminde Halife Harun Reşid tarafından inşa ettirilen ve günümüze kadar yeri kesin olarak tespit edilemeyen camiye ait olabileceği düşünülen kalıntıların olduğu alanda, tarihe ışık tutacak yeni buluntulara ulaşılmaya çalışılıyor.

"Eldeki verilerle Abbasi camisi olduğunu düşünüyoruz"
Kazı Başkanı Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Erhan, Anavarza'nın Türkiye'nin en büyük antik kentlerinden biri olduğunu söyledi.
Antik kentte 2013'ten bu yana devam eden kazıları bu sezon 200 kişiyle sürdürdüklerini anlatan Erhan, burada yaklaşık iki haftalık çalışma sonucunda bazı bulgulara rastladıklarını belirtti.
Antik kent merkezinde yaklaşık 80-120 metrelik bir alanda bulunan izlerin bir cami kalıntısına ait olduğunu vurgulayan Erhan, "İslami ve Bizans kaynaklarında merkez kısımda Halife Harun Reşid tarafından 796-797 yıllarında yaptırılmış büyük bir caminin olduğunu ve kentin çevresinin aynı yıllarda surla çevrildiğini biliyoruz. Caminin büyük bir cami olduğundan bahsediliyor ve devamında en son 962 yılında Bizans Generali Nikiforos Fokas tarafından büyük bir katliamla caminin yakılıp yıkıldığından bahsediliyor." diye konuştu.

"Anadolu'daki ilk cami burası"
Erhan, alanda yaklaşık 3 metrelik sondaj açtıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Burada Bizans ve İslami kaynaklarda geçen Nikiforos Fokas mezalimine ait izler bulduk. Buranın eldeki verilerle adı geçen büyük Abbasi camisi olduğunu düşünüyoruz. Biz sondajımızda yukardan itibaren 962 yılının şubat ve mart aylarında Nikiforos Fokas ve kardeşi Lokas Fokas tarafından Bizans adına 55 kentin yakıp yıkılıp katliam yapılan tarihi bir süreci burada somut halde görebiliyoruz. Anadolu'da Türk nüfusun bildiğimiz üzere 1071'den sonra daha çok burada olduğunu biz biliyoruz ama burası şunu gösteriyor ki esas yerleşim çok daha öncesinde, 200 yıl önce başlıyor. Diğer bir önemli husus da Antakya'da yer alan 638'de oraya bir cami inşa ettiriliyor ve fakat o bölge şu an Amanos Dağları'nın arkasında kaldığı için geleneksel olarak Arap bölgesi olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla Anadolu ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarında daha çok söz edilecek olursa ilk cami burası."

Erhan, açtıkları sondajda yukardan aşağıya indikçe tuğlalar, onun hemen altında muhtemelen çocuk, kadın ve erkek yetişkinlere ait kemiklerle, yoğun bir kül tabakası ve Abbasi seramiğine ulaştıklarını aktardı.
Kazı Başkanı Erhan, arazi yüzeyinde ekibiyle yaptıkları incelemelerde caminin planını aşağı yukarı bildiklerini vurguladı.
Buldukları duvarların bir kısmının caminin müştemilatında yer alan hamam ve diğer sosyal amaçlarla kullanılmış yapılara ait olduğunu belirten Erhan, "Camimizin planı, Şam Emevi Cami planı dediğimiz genellikle dikine dikdörtgen olan, güney ve kıble kısmı kapalı şekilde ibadete ayrılmış, kuzeyi ise revaklı avluya ayrılmış bir cami modeli. Bunlar yalın plan tipine de ait olabiliyor, külliye gibi kompleks de olabiliyor." dedi.

 "Kazıları tamamlayıp yapının restorasyonunu başlatmayı planlıyoruz"
Erhan, tarihte önemli bir kent olan Anavarza ile ilgili Orta Çağ İslami ve Bizans kaynaklarında detaylı bilgilerin yer aldığını ifade etti.

Bölgeyle ilgili bazı kaynaklarda yer alan bilgilerden bahseden Erhan, şunları kaydetti:
"962 yılının Şubat ve Mart ayında buraya gelen ve kenti kuşatan Nikiforos Fokas, iki aylık kuşatmadan sonra içeriye giremiyor ve 'Siz halk olarak merkezdeki büyük camide toplanın, ben geleceğim ama size dokunmayacağım' diye haber gönderiyor. Abbasi tarafı anlaşmayı kabul ediyor ve giriyorlar ama tabii ki sözünde durmuyor. Başta cami içindeki insanlar olmak üzere kılıçtan geçirip herkesi öldürüyor. Ondan sonra camiyi ateşe veriyor. Bu kaynaklardan öğrendiğimiz bir bilgi. Sonrasında bu camide gezerken 40 bin zırh buluyorlar. Bu kentin nüfusuna dair bize bir bilgi veriyor. Bir kentteki savaşçı sayısı eğer 40 binse buna sivilleri de eklerseniz kentin nüfusu en az 200-250 bin kişi diyebiliriz. Bu yapıyla ilgili kaynaklardan bilgimiz var ama yapıyı bilmiyorduk, bulmuş olduk. Alandaki arkeolojik çalışmalar ve önümüzdeki günlerde antropolojik çalışmalar kemiklerde devam edecek. Alanın kazısını bir an önce tamamlayıp yapının bu kapalı ibadet alanındaki mihrap, minber, mahfil ve yan mekanları ortaya çıkartıp bir an evvel restorasyonu başlatmayı planlıyoruz."

Kaynak: AA