30 MART SEÇİMLERİ

30 MART SEÇİMLERİ

Abone Ol

Gezi olayları, 17 Aralık Operasyonu, hükümet ve cemaat arasında yaşananlar ve son olarak Dışişleri Bakanlığında yapıldığı söylenen bir görüşmenin sosyal paylaşım sitelerine servis edilmesinin gölgesinde yapıldı 30 Mart Yerel Seçimleri.

Adalet ve Kalkınma Partisi uzun yıllar kırılamayacak bir oy oranıyla ipi göğüsledi. Adana ve Hatay dışında iddialı olduğu hiçbir büyükşehiri kaybetmedi. Oylarını arttırdı ve ülke genelinde iddialı olma özelliğini devam ettirdi.

Milletimiz gezi ve sonrasında yaşanan gizli servis oyunlarına itibar etmediğini, siyasi dinamiklerin ancak kendi iradesiyle değişebileceğini hepimize gösterdi.

İstanbul’da oldukça yüksek bir oy oranıyla seçilen Kadir Topbaş belki de Türkiye’de niçin Ak Parti’ye desteğin azalmayıp arttığının prototipi. Ak Parti belediyeleri bir “şehir” anlayışına sahipler ve yöresel özellikler dikkate alınarak şehir adeta nakış gibi işleniyor. İstanbul gibi devasa bir metropolde 3. Köprü, hızla artan metro hatları, Marmaray gibi dev projeler hem şehrin ulaşım zorluğunu ortadan kaldırıyor hem de şehrin geleceğine olumlu katkı sağlıyor. Bunların yanında yıkılmaya yüz tutmuş tarihi eserler yeniden inşa edilirken şehrin tarihsel kimliği de ayakta tutuluyor.

CHP ise bu yatırımları görmezden gelmeye çalışarak tutarsız söylemlerine devam ediyor. Oysa milyonlarca insanın her güne trafik sıkıntısıyla uyandığı bir şehirde 2 saatlik mesafenin 20 dk. ya indirilmesini hiçbir vicdan görmezden gelemezdi.

Buna ragmen Beşiktaş ve Kadıköy gibi ilçelerde Ak Parti’nin oy oranının çok düşük olduğu da gözden kaçmıyor. Bu yörenin insanları da büyükşehir belediyesinden hizmet alıyorlar. Belediye hizmetlerinin Ak Parti belediyeleri kadar nitelikli olduğunu söylemek de güç ancak Ak Parti karşısında “tutuculuk” tan da öte bir tavır geliştiriyorlar. Bu yörelerde ne yazık ki CHP ve Ak Parti arasındaki siyasi yarış sertleşiyor ve ötekileşmeye müsait bir zemin oluşturuyor.

CHP Antalya’da beklemediği bir mağlubiyet aldı.  CHP Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın adeta topluma bir mesaj vermeye çalışır gibi bira festivali vs. gibi etkinlikleri bir varlık nedeni gibi yapmasının hesabını tüm CHP lilere vermeli. Zavallı Akaydın yüzbinlerce Türkmen’in, Sünni’nin, Alevi’nin yaşadığı coğrafyaya bira festivalini layık görüyorsa siyaseti derhal bırakmalı.

CHP nin ders çıkarması gereken husus bu. Toplumun değer yargılarına düşmanmış gibi davranışlar geliştikçe iktidarı hayal bile edemeyecekler. Kılıçdaroğlu’nun son derece ucuz “inançlara saygı” propogandası tutmadı. Muhafazakar seçmen CHP nin ne olduğunu iyi biliyor ve bu yüzden itibar etmiyor. Bunda Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da büyük katkısı var. Millete adata CHP nin kodlarını okuttu. Mustafa Sarıgül gibi kısmen inançlara saygılı bir figürün az da olsa başarılı olması bu yüzden. Ama diğer CHP liler için aynı şey söylenemez.

Sayın Başbakan’ın balkon konuşması yine önemli mesajlar içeriyordu. Sayın Başbakan açıkça ajan ve hainlerle hesaplaşılacağını söyledi. Gelinen noktada şunun anlaşıldığı çok açık:

Her şey modernleşme ve kalkınma değildir. Devlet olabilmek için öncelikle kendi kendini yönetebilmek gerekir. Seçim gibi önemli bir demokratik katılım hakkını gizli servislerin, hainlerin, ajanların ve provokatörlerin pis hesaplarına kurban etmemek bir ülke için hayati bir meseledir.

Sağlam bir hukuk devleti gizli servislerin cirit attığı bir ortamda oluşturulamaz. Bunun yolu sağlam bir hukuki mücadele ve temel hak ve özgürlüklerin çok iyi çizildiği özgürlükçü bir anayasa, anayasaya uygun şekilde işleyen sağlam ve kaliteli bir bürokrasidir.

Ak Parti’nin bundan sonraki hedefi bu güvenilir ortamı inşa etmektir.

Not: Osmaniye Merkez İlçe seçimlerini kazanan Milliyetçi Hareket Partisini tebrik ediyoruz. İnşallah şehrimizin kalkınmasında ve modernleşmesinde çok daha etkili ve adil adım atarlar.