BAŞYAZI / Mehmet FURKAN


YENİ DÜNYA DİNİ:KÜRESELLEŞMENİN İNSANA BAKIŞI (3)

Selam ile…


Selam ile…
 LÜTFEN UNUTMAYIN. BU YAZI 20 YIL ÖNCE YAZILMIŞTIR. KENDİNİZE VE DÜNYAYA ‘DEĞİŞEN NEDİR’ DİYE SORUN.
Zira bu çağda yalnız ve yalnız Sayborg'ları programlayan, Onların tasarımında çalışan çok üstün nitelikli ve yeni dine tapan elemanlara iş olacak, onların haricindekiler (büyük çoğunluk) maalesef işsiz kalacak.
Dünya son sürat bu istikamete gitmekte, kimse işin nereye varacağını bilmeden sulara kapılmış, dışarıya bakarımdan nehirde sürüklenmekte ve yeni din hızla bütün dünyaya yayılırken, ekonomide arkada kalan üçüncü dünya, öndekilerden kopmamak için olan gücüyle hayatta kalma mücadelesi veriyor.
ABD, "Yeni Din" diyemediği için çok büyük bir nezaketle "Yeni Dünya Düzeni" dediği bu sistemi 1933 yılından beri hazırlamakta, kurgular nerede ise gerçek oldu. Gerçekten de son 30 yıldır ABD'de yapılanlara baktığınız zaman onların ekonomisinin motoru olan petro-dolar ekonomisinden dijital ekonomiye geçişleri çok muhteşem ama bir o kadarda sancılı olmuştur.
Bu geçiş döneminde Amerikan halkı dahi yüzde 40 kadar büyük bir orandaki işsizlikle karşı karşıya kalmış ve zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum orada bile keskinleşmiştir. Amerikan halkı yöneticilerine; "Bak Yönetici, seni biz seçtik, 'Adam Smith, Keynes hepinizi zengin edecek, her Amerikalı bu rüyayı görsün, hepinizin bu potada eriyip zengin olacaksınız', dedin ama yeni çağda Sayborg imalatında veya yazılımında bütün Amerikan halkı çalışamayacak, nerede ise "Doktorası" olmayana iş imkanı kalmadı, bari Sayborg tamirciliği işinde bize imkan tanı, dedik, bu iş için bile en az üniversite mezunu ve ana okulu dâhil, hayat boyu eğitim+meslek okulu diploması istiyorsun. Bak kardeşim, bizim ayağımız yerden kötü biçimde kesilmeğe başladı, sana verdiğimiz tolerans bir gün biter, kaybedenler kuralı değiştirir, ona göre..." demeye başladı.
Bu itirazlar, yalnız işsiz halk tarafından değil, başarılı bir iş kuran, hemen aynı sektördeki büyükler tarafından tehdit edilen ve satılmaya zorlanan, 100 milyon dolar cirolara ulaşmış bilgisayar ve yazılım şirketleri tarafından da gündeme getirilmeye başlandı.
Bunun üzerine Neoliberal papazlar halka, bak bizim burada başarılı olmamız için bu dini bütün dünyaya yaymalıyız, ancak o zaman sen rahat edersin, demeye başladı. Bunun hemen ardından bütün dünyada siyasetin, ekonominin, neoliberal devşirilmiş şirketler tarafından ele geçirilmesi operasyonu olan turuncu, pembe, sarı devrimler zinciri patladı. Neoliberal dininin küreselleşmesi artık işten bile değildi. Toplum mühendisleri milletleri çözmüştü, şerbet yapmakta ustalaşmışlardı.
Gelecekte Sayborgların mekan tanımadan, dünyanın her tarafında müşterinin istediği ürünü çok kısa bir zamanda üretmeye başladığını bir düşünün. O zaman, geriye kalanların işsiz kalmaması için bu sayborgların ürettiklerini hızla tüketmek, pazarlamak ve satmaktan başka yapacaktan bir şeyleri kalmayacak. Çalışan insanların yüzde 95'i hizmet sektöründe sayborgların adeta pazarlamacısı olarak çalışacaklar. Gelecek böyle tasarlandığında, serbest pazar, serbest ticaret, sanayi çağından çok daha fazla önemli ve hatta stratejik oluyor. 2000'li yılların başında 5 trilyon dolar olan dünya ticareti bütün sınırların indirilmesi ve bütün pazarların sınırsızca sayborglara açılması ile 3000 yılında belki de 500 trilyon dolara çıkacak, işte o zaman "Yeni Dünya Düzeni"nde yeni "petro-dolar' bu pazarlar arası ticaret olacak. Kim dünya çapında bu "pazarlara" hakim olursa, o en çok kazanacak ve diğerlerinden daha çok ileri gidecektir.
Devam etmek üzere, şimdilik hoşça kalın…