BAŞYAZI / Mehmet FURKAN


YENİ DÜNYA DİNİ:KÜRESELLEŞMENİN İNSANA BAKIŞI (2 )

Selam ile…


Selam ile…
LÜTFEN UNUTMAYIN. BU YAZI 20 YIL ÖNCE YAZILMIŞTIR. KENDİNİZE VE DÜNYAYA DEĞİŞEN NEDİR’ DİYE SORUN.
Bu yeni dinin en büyük silahı ise nerede ise bugün bütün dünyanın kutsadığı ve bir an evvel herkesin gitmek istediği istikamet bilgi çağıdır.
Bilgi çağının, en güzel tarifi her şeyin en akıllı olanının makbul ve para ettiği bir çağdır. En akıllı şirket, en akıllı insan, en akıllı tekstil, en akıllı çelik, en akıllı masa, en akıllı vs...
Bu çağ maalesef yeni din sayesinde ilk çağlardaki köle ticaretini yüzlerce defa daha büyüklükte uygulamaya konulacağından, eski günleri mumla bütün dünyaya arattıracak niteliktedir.
Acımasız köleleştirme silahı "cip" teknolojisi denen transistörlerin milyonlarca ve hatta milyarlarcasının aynı anda çalışması sayesinde, akıllı nesneler taşıyan ürünlerin kontrol ve imalatının bu yeni din sahiplerinin elinde bulunması, ilk çağın kırbacından da beterdi.
90'lı yıllarda ortaya çıkan "internet", yeni dinin tapınağında en baş rahiplerden biri oldu. Çip+Geniş Bant internet+Paralel bilgisayarlar+Karbon+hidrojen teknoloji rahipleri, Neoliberal dininin en öncü totemlerinden olmuşlardır ve tamamen onların yönlendirmesi ile son derece profesyonel bir şekilde emperyalizmin en güçlü silahı haline gelmiştir.
Böyle yeni bir dinin küreselleşmeye ve dinini misyonerler aracılığı ile bütün dünyaya yaymaya neden ihtiyacı olsun ki, bu dinin Tanrıları zaten "ol" dedim mi her şey oluyor, para bas dedi mi, oluyor, şirketi satın al dedi mi, alınıyor, kalp krizi veya trafik kazası duası okudu mu, o da oluyor!
O zaman bütün dünyadan, o mazlum halk yığınlarından istediği nedir? işte asıl soru bu! İşte olayın can alıcı noktası burası!
Şu anda bu dinin kilise ve AR-GE merkezlerinde, fabrikalarda ve firmalarda "sayborg" (Ingilizcesi: cyborg) denilen "Makine Robot insanlar"in çalıştırılmasına çok az bir zaman kaldı.
Bu dinin kendi-müritleri henüz hazır olmadığı için pazara çıkarılmıyor. Sayborg'lann 24saat/7gün şeklinde insanın çalıştığı her yerde çalıştığını bir düşünün ve adamların dijital uçurum insanlığın sonu olacak kehanetine gelinde katılmayın...
Sayborglar, Çin'deki veya Afrika'daki işçilerden daha ucuz olacak, çünkü onların yemeğe, emekliliğe, barınacak eve ihtiyacı olmayacak. Şu anda Nanoteknolojideki gelişmeler bu işin sanılandan daha hızlı olacağını bize göstermekte. Çözemedikleri bir tek robotların yüksek düzeydeki enerji sorunu kaldı.
Bugünkü Sayborg'un maliyeti ve bakımı henüz Çin'deki, Türkiye'deki ve hatta Avrupa'daki işçiden çok daha pahalı. Ancak yeni patentler ve buluşlar sayesinde fiyatlar her gün düşmekte, maliyetler ucuzlamaktadır. Neoliberalizm dininin Japon Kilisesi, insansız, tamamen Sayborg ve robotlarla çalışan bir "otomobil" fabrikası yapmak için var güçleri ile çalışmakta. Bunu başarmalarına az kaldı, onların verdikleri tarih, en geç 2025.
Yıl 1985, ABD'de ileri teknoloji ürünleri imal eden bir fabrikada 20 yılını geçirmiş olan bir mühendis, füze kapağını imal eden robotu göstererek, işte Ruslarla yarış burada, gelecekte kim bu tür robottan daha çoğaltarak, bu tür hassas fabrikaları insansız çalıştırırsa, güç onda olacak, demişti. Mühendis haklıydı ve dediği de olmuştu.
Elbette, her yerde Sayborg'larm çalıştığı bir dünyada işsizlik had safhaya çıkacağı, zengin ve elitlerin gene eski çağlarda olduğu gibi "kalelerinin" içine saklanacağı, yoksullara vize koyacağı, devşiremediklerini ulusal güvenlik ve demokratikleştirme, ehlileştirme, adı altında yok edeceği kesin.
Devam etmek üzere, şimdilik hoşça kalın…