Selam ile… Sevgili okurlarımız, bu hafta da sizlerle “ÜMİT İPİNİ NEREYE BAĞLAYALIM?” konulu sohbetimizi paylaşalım.

Yurt Çocukları,
Atasözlerimiz, hazine sandığı gibi. Al onlardan bir tanesini, hayat ilkesi olarak benimse; bak bakalım nasıl fayda görüyorsun! İşte onlardan biri: “Ağaç dururken marul köküne at bağlanmaz.” Allah Allah, ne demek istemişler acaba? İsterseniz bu sözün elinden tutup yürüyelim. Bakalım bizi nerelere götürecek?

Hayat Yolcuları,
Dünyaya geldiğimde sadece ağlamayı biliyordum. Hâlbuki derdimi anlatmak için konuşmam gerekiyordu. Annemle babamı dikkatle takip ediyorum. Yürümeyi de bilmiyordum iyi mi? Onlar sevgiyle tuttu ellerimden. Konuşmayı da yürümeyi de çabucak öğrendim.

Bilgi Çiçekleri,
Sizin gibi okula gitmeye başladım. Ben kitaplara bakıyorum, kitaplar bana… Sayfalar bir türlü konuşmuyor benimle. Öğretmene dönüyorum yüzümü. İçim aydınlanıyor, dilim çözülüyor, sayfalar bülbül gibi şakıyor. Anlıyorum ki bilginin anahtarı öğretmendeymiş. Okulları bitirince onları da fazla göremiyorum.

Zaman Yolcuları,
Vakti gelince büyüyüp evleniyorum. Bana hayatı öğreten anne ve babamdan ayrı bir eve taşınıyorum. Çocuklarım oluyor sonra. Sonra… Annem ve babam, dünyadan ayrılıp gidiyor. Yine bir atasözü geliyor dilimin ucuna: “Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür.”
Ne yapayım şimdi ben? Güvendiğim bütün dağlara kar yağdı. Tabii saçlarıma da. Nereye bağlayayım ümit ipini? Bir atasözü uyarıyor beni: “Dost ararsan Allah yeter.” Ne kadar doğru söylemişler! Doğduğum günden beri beni hiç yalnız bırakmayan Rabbim, biliyorum, vefat ettikten sonra da bırakmaz. Bunları niye mi anlattım? Anlattıklarım, benim yaşadığım, sizin de yaşayacağınız hayat hikâyesidir canlar. Allah’a emanet olunuz…