Yeni bir haftaya Merhaba derken, bu hafta gündem dışı konuda sokak hayvanlarını yazacağım.

Akdeniz Gazetesinde 08.01.2024 günü Köpeklerin saldırısına uğrayan kadın “Ben o an öldüğümü sandım” diye duygularının ifade etmiştir. Haber içeriğinde komşu tarafından Ülkemizde yasaklanmış cins köpeklerin saldırısına uğradığının öğrendim. Komşunun kanunu hiçe sayarak sorumsuzluğunun cezasını komşusu çekmiştir. Toplumda kanuna uygunsuz davranan ve hiçe sayan insanlar maalesef şikâyet edilmiyor. Bunların yakalanmasını devletten yani polis ve zabıtadan bekliyoruz. Cezasını da toplum çekiyor.

Esas konumuz sokağa bırakılan hayvanlar. Toplumsal çözülmenin çok hızlı bir şekilde kontrolsüz olması ve toplumu bir arada tutan değerlerin kalkmasının sonucudur. Eskiden sokaklarda hayvan olmazdı. Yolunu şaşırmış kayıp olmuş hayvanlar olurdu. Bu hayvanlarda ihtiyacı olsun olmasın hayvanı koruyarak merhamet edilir, sahibi bulununcaya kadar bakılır ve sahibine verilirdi. Aslında toplumsal çözülme bizim insanlığa bakışımızı ve merhamet duygularımızı da ortadan kaldırdı. Bugün bu kış gününde binlerce hayvan sokakta yaşam mücadelesi verirken, biz onları hiç yokmuş gibi davranarak sıcak evlerimizde hayatımızı sürdürüyoruz. Sosyal çözülmeye bu şekilde devam ederse çok yakında sokak insanlarından ve onlardan korunma yollarından bahsedeceğiz. Zaten bunun ilk adımı huzurevleri ile başladı. Şuan devletin vermiş olduğu destek ve teşvikle yaşlı insanlar bakımı yapılıyor. Bu şekilde giderse yaşlı veya genç olsun sokakta yaşayanları görmek çok uzak değildir.

Sokak hayvanlarını çok rahat telaffuz ediyorsak sokak insanlarını da telaffuz edeceğiz. İranlı sosyolog Ali Şeriatı “Konfor ruhun bataklığıdır” der. Bizde kendimize sağladığımız konfor bataklığın içinde yok olmadan silkelenip bu gidişe dur demeliyiz. Sıranın insana gelmeden sokaklarda ki hayvanları koruyanları destek vermeliyiz. Günümüzde hayvanları korumak popüler bir konu olduğu için medya önünde veya sosyal medyada ünlü olmak için değil vicdanımızın sesine dinleyerek insan olduğumuz için yapmalıyız.

Sokağa bırakılan havyaların sorunları ciddi bir güvenlik, çevre temizliği ve sağlık sorunu olarak da kendini göstermektedir. Özellikle büyük şehirlerde köpekler sürüler halinde gezmekte zaman zaman saldırmakta ve çok ciddi yaralanmalara sebebiyet vermektedir. Köpeklerden korkanlar için sokaklar onlar için güvenli değil. Bu konuda köpeği suçlayamazsınız. Köpek kendi alanını korumakta ve içgüdüsel olarak görevlerini yapmaktadır. Hayvanlar uygun olmayan koşullarda yaşadığı, önüne her türlü yiyeceklerin bırakıldığı ve dışkılarını sokaklarda bıraktıkları için çevre sorunları oluşturmaktadır. Sağlık olarak, başta kuduz olmak üzere, virüs, bakteri, mantar ve parazitler sayılabiliriz.

Hayvanları koruma kanunu 2004 yılında çıkarıldı. 2021 yılında birçok maddesi revize edildi. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından “Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği” çıkarıldı. Kanun ve yönetmeliklere göre Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, Belediyeler, İl Hayvan Koruma Kurulu, Geçici Özel Bakımevleri, Yerel Hayvan Koruma Görevlilerinin Yetki ve Sorumları verilmiştir. Günümüzde en büyük sıkıntı Belediyeler ile Çevre ve Orman il Müdürlüğü arasında yaşanmaktadır. Belediyeler hayvanlara gerekleri aşıları yapıp sokaklara tekrar bırakmaktadır. Sokak hayvanların saldırısı sonucu yaralanan vatandaşlar dava açtıkları zaman kurumlar birbirlerini suçlamaktadır. Sosyal çözülmeden önce halkın koruduğu hayvanları devletin kurumları korumamaktadır.

Yetki ve sorumluluk ya yerel yönetimlere veya Bakanlığa devredilmeli. Bu görev Avrupa’da da Belediyeler tarafından yapılmaktadır. Yönetim tek elden olmalıdır. Sokakta ki hayvanlar barınaklara bırakılmalı, kısırlaşma, aşı gibi işlemleri yapılmalı. Barınaklar halka açık olmalı ve otobüs seferleri konmalı. Aileler çocukları ile barınaklara ziyaret etmeli ve çocuklara hayvan sevgisi aşılanmalıdır.

Almanya’da sokakta başıboş köpek bulunduğunda onu gören vatandaş tarafından belediyeye haber vermek kanuni bir zorunluluktur. Belediye yetkileri bu köpekleri topluyorlar ve onlar için oluşturulmuş yaşam alanlarına muhafaza ediliyor. Alman toplumunda sokak köpeklerine ilişkin en önemli duyarlılık, yardımları doğrudan çevredeki köpeklere yapmaktansa, yardım kuruluşlarına ve belediyelere yapmaktır. Bu şekilde insanlar dolaylı olarak birçok köpeğe yardım edebiliyor.

Evlerde beslediğimiz evcil hayvanları sokağa bırakılmasının önüne geçilmesi için tüm hayvanlara çip takılmalı ve kimlikleri olmalı. Çipsiz ve kimliksiz hayvanların sağlık kontrolleri veterinerler tarafından yapılmamalı, Yapıldığı takdirde veterinerlere yaptırım uygulanmalıdır.

Unutmayalım; Hayvanları sevip merhamet eden çocuklar insanları da sever ve merhamet eder.