BAŞYAZI / Mehmet FURKAN


MUTLULUĞU SOBELEMEK (1)

Selam ile…


Selam ile…
Uluslararası stratejik Araştırma, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi'nin (USADEM)'in "Genç¬lik Nereye Koşuyor" başlığı altında "1980-1990 ve 21. yüzyıl" olarak üç ayrı bölümde incelenen ve beş bin genç arasında yaptığı araştırmada 1979 - 1980 dönemi geçliğine kıyasla sonraki kuşakların giderek MUTSUZLAŞTIĞI ve sevginin yerini paranın aldığı görüldü...
"Daha zengin, daha şişman, daha MUTSUZ..!" Bu cümle de Worldwacth Enstitüsü'nün "Dünya'nın durumu 2004 " raporundan...
İki araştırma sonucu gösteriyor ki, dünya insanının mutlulukla ilgili bir sorunu var...
Bu araştırma sonuçlarıyla karşılaşınca mutlulukla ilgili tekrar yazma vaktinin geldiğini düşündüm.
Güzelliği Yaşamaya Bak..!
Mutluluk, hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır...
Nedense insan mutlu olma konusunda sıkıntılar yaşar.
Peki mutlu olmak bu kadar zor mu ?
Hayır... Aslında mutlu olmak zor değildir ve insanın kendi elinin altındadır.
Peki nasıl..? Bunu üç madde halinde ifade edebiliriz.
Birincisi, hayat iyi-kötü, olumlu - olumsuz, güzel - çirkin bir çok renklerden oluşur. Önemli olan hayatın bütün renk¬lerini kabullenmek ve kendinizi hayatın olumsuz renklerinden olumlu renklerine, çirkin renklerinden güzel renklerine, kötü renklerinden iyi renklerinin kollarına atmaktır.
İkincisi mutluluk, çirkinleri görmek yerine güzellikleri, olumsuzlukları görmek yerine olumlu tarafları, kötü tarafı görmek yerine iyi tarafı görmektir.
Üçüncüsü; mutluluk, çirkinlikten güzellik, kötülükten iyilik, olumsuzluktan olumlu bir şeyler çıkarmaktır.
Sevdiğiniz bir insanla birliktesiniz ve onunla gün batımını  seyrediyorsunuz. Siz gün batımını seyrederken aniden sert bir rüzgâr esmeye başlıyor. Siz gün batımının eşsiz güzelliğini seyretmeyi bırakıp "nereden çıktı bu rüzgar, hep beni mi bulur böyle şeyler?" diye söylenmeye başlarsanız hem o günbatımının eşsiz güzelliğini izleme zevkine varamazsınız, hem de sizin söylenmeniz size kızgınlıktan başka bir şey katmaz.
Unutmayınız, deniz ve güneş varsa, rüzgâr da olacaktır...
Mutluluğu isteyen dikenine katlanır…
Hayatımızda bazı şeyleri kazanmak için mutlaka karşılığında hem bazı şeylerle karşılaşırız, hem de bir şeyi elde etmek için bir şeyler yapmışızdır. Mutluluk da böyledir...
Nasıl ki bir gülü koparmak istersiniz de dikenleri elinize batar. Bunu doğal karşılamalısınız. Kâinatta yaratılan her şeyin doğasında bu vardır.
Bu da Geçer..!
Mutluluk, doğan; parıldayan ve batan bir güneştir...
Bir zamanlar yüzüklere düşkünlüğüyle tanınan bir padişah vardır. Padişah kendisine hem mutlu olduğunda, hem de mutsuz olduğunda, hatırlayacak bir yüzük yapılmasını ister. Yüzükler yaptırılır ve padişaha getirilir. Padişah yüzüklere bakmaya başlar... İçlerinde biri vardır ki padişah daha önce böyle bir yüzüğe rastlamamıştır. Yüzüğü eline alır ve bakmaya başlar. Yüzüğün üzerine bir söz yazılmıştır. Padişahı bu söz çok etkiler. O söz şudur: "Padişahım Bu da geçer.."
Evet ne "mutluyum" diye çok sevinin, ne de "mutsuzum" diye çok üzülün.
Çok mutlu da olsanız, çok mutsuz da olsanız bu mutluluğunuz da mutsuzluğunuz da geçecektir.
Mutluluğu ertelemeyiniz..!
Çoğu insan mutlu olmayı ertelemeyi kendine nedense âdet edinmiştir. "Şu sınavı bir kazanayım... Şu okulu bir bitireyim... Şöyle bir evim olsa... Şöyle bir arabam olsa... Çocuklarımı bir evlendirseydim... çoluk çocuk sahibi olsam... Mutlu olacağım" deriz.
Bir de bakmışız ki ömür su gibi tükenmiş, biz halâ mutlu olacağız...
Mutluluğu ertelemek yerine mutluluğu an an yaşamaya bakınız.
Yarın devam etmek üzere, şimdilik hoşça kalın…