Yeni bir haftaya Merhaba derken,geçen hafta yapılan iş güvenliği uzmanları sınavından bahsetmek istiyorum.

Yeni bir haftaya Merhaba derken,geçen hafta yapılan iş güvenliği uzmanları sınavından bahsetmek istiyorum.

Sınav sonrası sosyal medyadan öğrendiğim kadar çoğunluk sınavı kazanamamış ve isyan etmekte. Sınava ikiden fazla girip sınavı kazanamayanlar az değildir. Genelde otuz iki, otuz üç ve otuz dört nette kalmışlar. Baraj olan 35 nette çok yaklaşıp kazanamadıkları için isyan etmektedir. Bunun sebebi, sınav sisteminin doğrudan bilgi ölçmek yerine, dolaylı yönden sorular sorularak eleme usulü olması ve soruların çoğunluğunun ezber olduğu ve soruları nereden geleceği standarttı olmamasıdır.İş yeri hekimi ve diğer sağlık personeli görev alanına giren konular iş güvenliği uzmanlarına sorulmakta ve aynı şekilde iş güvenliği sorularda işyeri hekimi ve diğer sağlık personeline sorulmaktadır. Böylece sınırı belli olmayan konu alanları daha da genişlemektedir. Ayrıca son yıllarda kanun, yönetmelik dışında uygulama rehberlerinden sorular gelmektedir.

Üniversiteyi bitirmiş ve iş bulamamış iş güvenliğini umut kapısı gören gençlerin çırpınışını görmek beni üzüyor. Örneğin ergonomi konusundan genelde bir veya iki soru çıkmaktadır. Ergonomide hangi konuda soru geleceği belli olmalı ve sınava ona göre çalışılmalıdır. Günümüzde ergonomi sürekli güncellenmekte ve gelişmektedir. Sınava hazırlanan birinin yabancı veya yerli ergonomi ile ilgili yayınları takip etmesi çok zordur.

Bir kısım sınavı kazanamayanlar sınav puanı düşürülmesini istemektedir.Eğitim sisteminin çöktüğü eksi matematik puanla iş güvenliği ve mühendislik bölümlerine öğrencilerin girip kayıt olduğundan anlaşılmaktadır. Hiçbir bilgi ve donamını olmayan birine işveren neden iş versin. En azından sınavı kazanmak için kanun ve yönetmelik okunup araştırma yapılmakta, bu sayede azda olsa bilgi sahibi olunmaktadır.Bilmeyen insanlar iş güvenliği uzmanı olmasın. İş güvenliği uzmanlığı çok yönlü bir meslek. Sadece kanun veya yönetmelik bilmekle olunmaz aynı zamanda eğitim verebilmek için çalışanın seviyesine inecek kadar psikolojide bilmek gerekiyor. İki ilişkileri güçlü tutmak için sosyal yönün güçlü olmalıdır. Tehlikeyi görmek ve bertaraf etmek için sahaya hâkim olmak zorundasın. Eğer çalışma alanına sahip değilsen kazaları önleyemezsin.

Sınav sisteminde eleştirdiğim nokta konu bütünlüğünün olmaması ve ezberi bilgiler sorulmasıdır. Ezberi bilgiler sınav sonunda unutulan bilgilerdir. Saha uygulamalarına yönelik örnek ve betimlerle sorular sorulması daha kalıcı olur. Sınavı kazanan kişi ben hiçbir şey bilmiyorum ne yapacağım kaygısına düşüyor. Allahtan sosyal medya varda gerek sınavı hazırlamakta gerekte sınav sonrası bu arkadaşlara hiçbir karşılık beklemeksizin kurulmuş iş güvenliği platformları var. Bunlardan biriside İSG Danışmanlık platformudur. Burada bilgi birikimi ve donanımları çok yüksek ekip tarafından bu tür yeni başlayanlar veya iş güvenliği ile ilgili muallakta olan konular tartışılıyor ve cevaplanarak iş güvenliği adına katkıda bulunuyorlar.

Sınavın tek kazananı vardır oda devlettir. Sistem kazan kazan üzerine kurulmuştur. Elli soruluk ve yetmiş beş dakikalık bir sınav için beş yüz lira alınmakta ve soruya itiraz edebilmek için kırk beş lira yatırmanız gerekiyor. Mayıs ayında 32246 kişi sınava girmiş ve bunların çoğu kazanamadı ve tekrar sınava girdiler. Sınavı kazanmakla iş bitmiyor. İş güvenliği sertifikasını sistemde aktif etmek için para yatırmanız gerekiyor. 2023 yılı için sertifika ücreti 1534 liradır. Sınav sonucu 3 Ocakta açıklanacağı bildirilmiştir. Çünkü 2024 yılı içinde iş güvenliği sertifika fiyatına yüzde 58.96 zam yapılmıştır. 2024 yılından itibaren iş güvenliği sertifikası 2429 lira olmuştur.

Devletin devamlılığı için para toplaması gerekir. Parayı üreten ve çalışandan vergi olarak almasına lafımız yok. Üniversiteyi bitirmiş iş bulamamış hayalleri çalınmış iş güvenliği uzmanlığını son umut kapısı olarak görmüş babasının vermiş olduğu harçlıkla hayatını devam ettiren bu gençlerin sınav ve iş güvenliği sertifika parasını bu kadar yüksek yaparak, ailelerine karşı boynunu bükmeye kimsenin hakkı yok.

Bu gençler bizim geleceğimiz olduğu unutulmamalıdır.