BAŞYAZI / Mehmet FURKAN


EMPERYALİZMİN AZINLIK OYUNU (3)

Selam ile…


 Selam ile…
 LÜTFEN UNUTMAYIN. BU YAZI 20 YIL ÖNCE YAZILMIŞTIR. KENDİNİZE VE DÜNYAYA ‘DEĞİŞEN NEDİR’ DİYE SORUN.
 Tüm bu işgallerin sonunda Gazi  Mus¬tafa Kemal önderliğinde milletimiz tarafından, “Kuvvayı Milliye”  1924 yılında imparatorluğun küllerinden yeni bir devlet kuru¬lur. Ülkedeki emperyalizm ve onun işbirlikçisi azınlıklar ile yabancılar da geldikleri gibi Anado¬lu'yu terk etmek zorunda kalır.
 İşte, günümüzde Avrupa Birliği kararları ve Kopenhag kriterleri ile getirilmek istenen düzen¬lemeler, Anadolu'nun en ücra köşelerinde ve bü¬yük şehirlerin kenar mahallelerinde açlık ve yok-sulluk içinde yaşam savaşı vermeye çalışan Türk yurttaşları için değil, Batı emperyalizminin Türk yurttaşlardan yaratmaya çalıştığı azınlıklar ile da¬ha önce 1924'de Anadolu'yu terk etmek zorunda kalan ve ülkenin dört bir tarafından arazi satın ala¬rak yeniden yerleştirmeye çalıştıkları yabancılar içindir. Ancak bu uygulamalar kendilerine hizmet edildiği sürece geçerlidir.
 Bu gün ülkedeki mev¬cut Ermeni, Rum ve Yahudi kökenli yurttaşlar ile amaçlarına ulaşamayacağını anlayan babı emper¬yalizmi; özellikle AB üyesi ülkeler bu defa ülke¬nin gerçek sahibi Türklerin yöresel; sosyal, kültü¬rel, şive ve inanç farklılıklarını kullanarak bu gü¬ne kadar gündeme gelmeyen Türk yurttaşları ara¬sından yeni azınlıklar yaratmaya çalışmaktadır.
 Ayrıca bu yurttaşları da istedikleri gibi kullana¬madıkları takdirde herhangi bir riskle karşılaşma¬mak için, son yıllarda olduğu gibi bu defa İngiliz, Fransız, Alman, İsrail, Suriye ve diğer ülke vatan¬daşlarının ülkemizden ev ve arazi satın almaları bahanesiyle göçleri sağlanarak 1924 Lozan önce¬sine dönmek istemektedirler.
Bu düzenlemeler eğer ülkenin gerçek sahibi Türk yurttaşları için olsaydı, bu ülkenin yurttaşları IMF, Dünya Bankası ve diğer emperyalist kuruluşlar tarafından açlığa, sefalete ve yoksulluğa itilmez; önce bu ülke yurttaşlarının refah ve yaşam seviyesi daha doğrusu gelir düzeyi yükseltilerek, insanca yaşam şartları sağlandıktan sonra temel insan hak ve özgürlükle¬rinin iyileştirilmesi çabalarına girilirdi.
Çünkü, te¬mel hak ve özgürlüklerin ancak insanca yaşamın sürdüğü, sosyal güvencesinin sağlandığı bir yerde anlamı vardır. Yoksa aç insan için temel hak ve özgürlüklerin bir anlamının olmadığı açıktır.
Bu nedenle yeni azınlıklar yaratmak ve yabancılara toprak satışı suretiyle ülkeyi yeniden kaos ve terör ortamına sürüklemeye çalışan Batı emperyalizmi¬nin oyununa gelinmemesi için ülkemizdeki yurttaşlar arasında karşılıklı sevgi ve saygı ortamının sağlanmasına yönelik; hak, hukuk ve adalete da¬yalı ekonomik ve sosyal politikalara ağırlık veril¬mesi ve oynanan oyunlar bozulması sağlanmalı¬dır.
Şimdilik hoşça kalın…