Prof.Dr.Mehmet CİHANGİR


HALKIN İLAHİYAT TUTKUSU ÜZERİNE...


Bir araştırma yayınlanmıştı 28 Şubat sonrası.

Neredeyse kapatılma noktasına getirilen imam hatiplere hangi kesimlerin öğrenci gönderdiğiyle ilgili.

Medyanın keskin kalemleri  de “ti”ye almışlardı o sonuçlarla dindar kesimi.

Gerçekten ilginç bir sonuç çıkmıştı ortaya.

Dindar kesimin okumuş, zengin ve elit kesimi çocuklarını göndermiyordu bu okullara.

Ancak bu okulları halk nezdinde en çok savunanlar da ilginçtir bu kesimdi.

Üstelik bunların çocuklarını fen veya Anadolu liselerine yahut özel kolejlere gönderdiği gözlenmişti.

Ve o zaman bu kesimin münafıklığı sorgulanmıştı medyada ciddi ciddi.

Tartışmalardan kaçınmak adına o dosyayı yeniden açmıyorum.

O tartışmalı günlerden bugüne geldik.

İmam hatipleri eski şaşaalı dönemine geri döndürmek adına yapılanlar malum.

Mezun olduğum Namık Kemal İlkokulu bugün Namık Kemal İmam Hatip Ortaokuluna dönüşmüş.

Duygulandığımı ifade etmeliyim.

Ancak beni asıl duygulandıran çoğu üniversitede olduğu gibi Osmaniye’de kurulmasına çalışılan İlahiyat Fakültesi.

Osmaniye Korkut Ata Üniversitemiz Senatosu İlahiyat Fakültesi açılması için çok önemli gördüğüm bir karar aldı.

Top şimdi YÖK’te ve de hükümette.

Sorun olacağını düşünmüyorum.

Bu aşamada top halkımızın ayağında.

Yapılan protokol gereği İlahiyatı halkımız yapıp üniversiteye teslim edecek.

Bu işe aracılık yapan insanların yaptıkları işin büyüklüğünü anlamaları dileğiyle içten bir önerim olacak.

Herşeyden önce yeni arsa ve bina aramayınız.

Üniversitenin bitişiği kamulaştırma alanı olarak üniversiteye tahsisli.

Bu şu demek.

“Üniversite, bedelini arsa sahibine ödediğinde arsa sahibinin satmıyorum deme hakkının olmaması.”

Ancak devletin kamulaştırma için çok bütçe ayırmadığı da bir gerçek.

Bu yüzden üniversite mevcut haliyle eski arazinin içine sıkışmış durumda.

Halkımızın yapacağı en hayırlı iş üniversitenin kamulaştırma alanındaki arsalardan bir miktarını kendileri alıp üniversiteye bağışlamaları.

Ve de İlahiyat Fakültesini bu arazi üzerine yapmaları.

Yoksa şehir içinde veya farklı mekanlarda arsa aranmamalıdır.

Bu hem kampüse farklı bir nefes aldıracaktır hem de kampüsteki öğrencilerin kültürel gelişimine büyük katkı sağlayacaktır.

Aksi halde okulu yönetmek hem idari açıdan kolay olmayacak, okuldan beklenen kültürel sonuçlar çok da anlamlı olmayacaktır.