Önceki yazının devamı…

Fatih, arkadaşı Naci’yi yine evine bıraktı. Yarın dernekte buluşacaklardı.
Derneğe ilk gelen Fatih oldu. Başkana çektikleri fotoğrafları gösteriyordu. Bu ara Naci de geldi.
Uzun uzun dünkü faaliyetlerini anlattılar. En sonunda da öğrencinin ve orada bulunanların sigara paketlerini yerlere atıp onu hınçla ayaklarının altında çiğnediklerini söylediler.
- Bu bile yeter! dedi başkan. Tebrik etti arkadaşlarını. Siz, küçük bir miting yapmışınız orada! Tekrar tekrar tebrikler!..
Arkadaşlar! Uyuşturucu dosyanız büyük bir yankı buldu Anadolu’da elhamdülillah! Elindeki isim yazılı listeyi göstererek: Şu kadar kişi de telefonla sizleri arayarak, bu çalışmalarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorlar, kutluyorlar! dedi ve ad ve telefonlarının yazılı olduğu bir listeyi Fatih’e uzattı başkan. Listeye bakan Fatih’in yüzü gülüyordu. Çünkü Türkiye’nin pek çok vilayetinden arayanlar olmuştu. Bazıları da konferansa davet ediyordu.
- Ayrıca, çok sevindirici bir haber de şu arkadaşlar, dedi başkan: Özel bir hastanemiz, röportajda ismi gecen uyuşturucu bağımlılarını parasız tedavi edeceklerini bildirdiler.
Fatih ellerini açarak:
- Allah’ım, sana sonsuz hamd ve senalar olsun, ne büyük tesir halk etmişsin! dedi.
Naci de:
- Başkanım, sigara ve alkol dosyamız da uyuşturucu dosyamızdan geri kalmaz. Belki de daha büyük bir ses getirir. Çünkü sigara ve alkol bağımlıları, uyuşturucu bağımlılarından kat be kat fazla. Hem bu dosyamızda bol bol resim de kullanacağız. Belki de başlarken hiç düşünmediğimiz, hiç hesap etmediğimiz bir olayla da karşılaşacağız!
- Ne gibi? dedi başkan.
- Başkanım, görüştüğümüz bu kişilerden bazıları, ailelerince aranan kayıp kişiler! Resimlerini görünce, anlattıklarını okuyunca belki de bizlere müracaat edip onlara bizim vasıtamızla ulaşmak isteyecekler. Onlarla irtibat kurmada bizden yardım isteyecekler.
- Çok haklısın Naci Bey! dedi. Onun da şimdiden tedbirini alarak, yardımcı olalım insanlarımıza! Arkadaşlar, ne kadar bereketli iş yaptığınızın farkında mısınız? Sanki “kırk başak” misali gibi…
- Niyet hayır, netice hayır başkanım, dedi Fatih.
Başkan çok sevinçliydi bugün. Arkadaşlarına müjde üstüne müjde veriyordu.
- Arkadaşlar, sizlere bir müjdem daha var! dedi. Beni telefonla arayıp tebrik edenler çoğalınca, ben de hemen bir matbaaya gittim. Kitap konusunu konuştum. Yazı dizinizi kitaplaştıracağız. Böylece daha da kalıcı hâle getireceğiz çalışmalarınızı, kütüphanelere gireceğiz.
- Bu düşünceniz de çok güzel, dedi Fatih.
- Ayrıca ben, Yeşil Ay Derneği şubesi başkanı olarak, sizlere bu seneki olağan kongremizde başarı “Onur Belgesi” verilmesini teklif edeceğim, genel kurula!..
“Bu düşünceniz de çok güzel!” diyemedi Fatih, biraz yüzü kızarır gibi oldu. Sonun da:
- Başkanım, dedi, müsaade ederseniz biz yan odaya geçelim, yazımızı kompoze edelim. Resimleri yazımızın nerelerinde kullanacağımızı kararlaştıralım. Madem ki öyle, biz de sanki bir kitap çalışması gibi titiz yapalım işimizi, şimdiden hazır olsun her şeyimiz!..
- Buyurun, dedi başkan.
Fatih ve Naci yan odaya çekildiler. Önce resimleri bir sıraya dizdiler ve numaralandırdılar. Sonra da tuttukları notları yazı haline getirmeye başladılar. Çok sevinçliydiler.
Devam edecek…