BAŞYAZI / Mehmet FURKAN


AİLE ÜZERİNE YAZILAR (7)

Selam ile…


Selam ile…
Ailede birbirleriyle konuşama¬dıkları için, eşinin havada uçu¬şan düşünce tahminlerini mık¬natısla toplayıp bir anlam oluşturmaya çalışanlar, isabet ettiremeyince de yine, karşı¬sındakini anlamamakla suçla¬nanlar,
Konuşmanın ateş etmek de¬mek olduğunu zannedip, dur¬madan karşısındakini söz ate¬şi yağmuruna tutarak, ondan sonra da savunmaya kilitlen¬miş insandan, sakin sakin davranmasını ve söylediklerini anlamasını bekleyenler,
Hayatı, asfalt bir yolda mercedesle kayar gibi ilerletmek var¬ken, yollara döktüğümüz kötü zan, kötü niyet, düşüncesizlik, iletişimi bilmemek, sempatik, sevecen konuşamamak, hep kendi tarafından olaylara bak¬mak gibi daha nice olumsuz ve yanlış davranış taşlarından dolayı, ne arabada hal kalıyor ne de arabadakiler de. Sonuç¬lan görmeden önce, taşları görmek ve kaldırmak yerine, eteğindeki taşlan dökmeye devam ederken bile, muhata¬bını " başından pay biçerek" suçlamaya devam edenler,
Zihni düşünmeye değil de, zihnindeki inandıklarını tek¬rarlamaya alışmış olanlar, anlatılan doğruları, kendi doğru-zannettiklerinin yanından te¬ğet bile geçirmeden, herkesin kendisinin doğru diye inandık¬larına göre hareket etmesini bekleyenler,
Yıllar geçtikçe, zaman ilerle¬dikçe, insanların ihtiyaçlarının da değişebileceğini hiç düşün¬meyenler ve bu ihtiyaca cevap verebilmek için önce kendisi¬nin değişmesi ve gelişmesi ge¬rektiğini bilmeyenler,
Kendisine inanıyor olmanın güvenli kalesine kendisini ka¬patarak, doğrulara inanmanın kendisine yüklediği sorumlu¬lukları yapmaya cesaret edememenin sonucunda, hep kendisini haklı çıkaracak malz¬eme arayıp güvenliğini sigortalamaya çalışanlar,
Bu yanlış tavır yüzünden, karşısındakileri ne kadar zor du¬rumlara düşürdüklerini gör¬mezden gelip, haklılıklarını ilan edecek minicik anlam kırıntılarını büyüteçle büyüterek çerçeveletip duvara asanlar ve bunu da haklılıklarına delil ka¬bul edip, durmadan başkaları-na anlatanlar,
Sevgiyi, saygıyı, nezaketi, söz ve davranışla, iyi niyetle ve doğru bir şekilde ilgilenerek büyütmek yerine, her konuş¬masında sevgi çiçeğinin dalını, yaprağını, çiçeğini yaralayıp ya da kırarak, ondan sonra da "niye çiçeğini büyütmüyorsun" diyerek sonucu karşısındakini suçlayarak ona fatura edenler,
Eşini bir çift tatlı söz, bir güler yüzle, sevgiyle kuşatarak önce kendisini, sonra eşini, psikolojik korumaya almak yerine, gönül birlik, dümdüz, sıradan ve beslemek yerine tüketecek özensiz sözlerle, evin duvarla¬rını koruyan fakat gönül evinin duvarlarını her yanlış davra¬nışla biraz daha fazla yıkan ve dağıtanlar, ortada güzel duygu kalmadığını görünce de şaşıranlar,
GALİBA AİLE OLDUĞUNUZU ZANNEDİYORSUNUZ! SİZE TAVSİYEMİZ ZANLARINIZLA AMEL ETMEYİNİZ.
BİLGİLERİNİ YENİLEMEYENLER, DÜŞÜNME KAYNAKLARINI KURUTMUŞ OLURLAR.
Devam etmek üzere, şimdilik hoşça kalın…