BAŞYAZI / Mehmet FURKAN


ABD YİNE SAVAŞ RÜZGARLARI ESTİRİYOR ! (2)

Selam ile…


Selam ile…
LÜTFEN UNUTMAYIN. BU YAZI 20 YIL ÖNCE YAZILMIŞTIR. KENDİNİZE VE DÜNYAYA ‘DEĞİŞEN NEDİR’ DİYE SORUN.
Dün ABD’nin Irak’a yönelik saldırı hazırlıklarının evrensel insan değerleri açısından değerlendirmesine başlamıştık, bugün devam ediyoruz.
Savaş; silahlı güçlerin karşı karşıya gelmesi ise, silahlı silahsız ayrımı yapmadan, masum suçlu ayrımı yapmadan he+deflerinde askeri hedef, sivil hedef gözetmeden yapılan hava saldırılarının planlanması ve hatta yapılıyor olmasını; hangi savaş tanımına ve kapsamına yerleştireceğiz?
Terör veya herhangi bir  insani, sosyal  problem  karşısında; zor, silah ve savaş en son ve mecbur kalındığında başvurulacak çözüm aracıdır.
Zor kullanmak ve savaş ; Kurdun “suyumu bulandırdın” diyerek kuzuya yönelmesi mantığıyla başvurulacak bir çözüm aracı değildir. Çünkü; “Zor, her zaman oyunu bozmaz.” ve “köşeye sıkışan kedi, aslan kesilir.” Terör terörün, haksızlık haksızlığın haklılık sebebi olamaz.
Uluslar arası hukuk literatüründe suçların ve cezaların şahsiliği prensibi yüzyıllardan bu yana yer almaktadır. Birinin kendini, hem polis, hem savcı, hem yargıç ve hem de infaz memuru  konumunda görmesi veya yargılama sürecini dış dünyadan gizleyerek kendi iç dünyasında yaşaması/ yaşatması kabul edilebilir bir mantık değildir.
Masum insanlar silah endüstrisinin ve sömürgeci güçlerin doymak bilmez iştahlarının tatmin aracı olarak görülmemelidir, görülemez.
Silaha ve silahlanmaya ayrılan para, emek ve zaman barışa, sosyal adalete ve kalkınmaya tahsis edilebilse idi, herhalde dünyamız yeryüzü cennetine dönüşürdü.
Eğer bugün Saddam bir canavar ise, Orta-Doğu ve Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturuyorsa, bunun sorumlusu yıllardır destekleyen ve silahlar ile teknolojisini Saddam’a veren batı ve özellikle ABD değil midir?
Yeryüzünün 21. yüzyıl insanları olarak; birbirimizle uğraşmak yerine cehalet ve yanlışlarımızla mücadele etmeyi niçin düşünemeyiz? Bugün dünya insanlığının “Cehalet/Fakirlik/Ahlaksızlık” üçgeninde boğulmasına nasıl razı olabiliriz?
Dünya insanlığı barış, huzur, adalet  ve ekmek istiyor. Tabii, yıllardır Saddam diktatörlüğünde bunalan ve yıllardır silah, kan, savaş ve açlıktan başka bir şey görmemiş Irak  halkı da huzur, barış  ve ekmek istiyor.
Yıllardır Irak’a uygulanan ambargo; Saddam’a ve savaşa , nükleer/ kimyasal / biyolojik silahlara olmaktan daha çok, masum halka ve mamasız ve ilaçsız bırakılan bebelere uygulanmıştır. Son yıllarda Irak’ta bebek ölümlerinin oranının yüksekliği ve ölen binlerce bebek; dünyanın kanayan vicdanı değil midir?
Devam etmek dileğiyle, şimdilik hoşça kalın...